Ensarullah Lideri, ABD ve Batı’nın Gazze halkının Siyonist rejim tarafından katliam edilmesine karıştığına işaretle, Gazze’nin çektiği acı ve çilenin bir lanet olarak ABD, Siyonist rejim ve destekçilerinin yakasına yapışacağını vurguladı.
Ensarullah lideri, bu hafta Kızıldeniz’de İsrail, Amerikan ve İngiliz gemilerine karşı 10 askeri operasyon düzenlediklerini belirterek, Yemen silahlı kuvvetlerinin Kızıldeniz’deki gemilerin varış noktalarını yakından takip ettiğini, Amerika’nın, İsrail gemilerine destek amaçlı son saldırılarında başarısız olduğu ve bizzat bunu kabul ettiğini belirtti.
Husi konuşmasına şöyle devam etti: İlk başta Amerika, İsrail gemilerine destek amaçlı düşmanca operasyona diğer ülkelerle iş birliğinin eşlik edeceğini düşündü ancak bu konuda başarısız oldu. Amerika ve İngiltere kendi gemilerine bile destek olamıyor. Gazze’deki olayları öylece izleyemeyiz. Bu nedenle faaliyetlerimize devam edeceğiz.
Düşman İsrail’in, Filistin halkını tutukladıktan sonra onları soğukkanlılıkla şehit ettiğine dikkat çeken Husi, şunları vurguladı: Düşman, Amerikan, İngiliz ve Alman füze ve havanlarıyla Gazze halkını öldürüyor. Hatta düşmanın askeri operasyonlarının ana hedefi olarak hastaneleri ilan etmesi onun ahlaki ve insani açıdan iflasını göstermektedir.
İnsan hakları ve uluslararası kuralların ABD ve israil’in çıkarlarıyla çeliştiğinde onlarca için hiçbir itibarı kalmadığını ifade eden Husi, şöyle konuştu: Öldürme, katliam ve yıkma eylemlerin ek olarak, düşman Filistinli mülteci yardım ajansını (UNRWA) hedef alıyor. UNRWA’ya yönelik saldırı, Lahey Mahkemesi’nin Gazze’deki toplu katliamın durdurulması talep edilen kararının ardından gerçekleşti.
Ensarullah lideri, Lahey Mahkemesi’nin Siyonist rejim aleyhindeki kararına işaretle şöyle konuştu: Bu karardan sonra Gazze’ye gıda ve ilacın girmesi ve toplu katliam suçlarının azalması gerekirdi. Ancak bu karar zayıftı ve bu mahkeme düzeyinde değildi. Bu mahkemenin İsrail saldırılarının durdurulması ve Gazze ablukasının kırılması yönünde oy vermesi gerekirdi.
El-Husi, Amerika’nın desteğinin İsrail’i tüm uluslararası karar ve yasalardan muaf hale getirdiğine dikkat çekerek, şunu vurguladı: Batı halkları arasında ancak Amerika’nın İsrail’e destek politikalarına karşı çıkan özgür sesler duyuluyor. Yabancı uyruklu kişilerin Amerika ve Batı’da Filistin halkına yönelik zulmün sesini duyurmaya yönelik faaliyetleri, resmi medya sansürünü kırdı.