KUDÜS Halkı DİRENİŞ İle UMUT Var Diyor!

İnsanların, rejimlerin ve devletlerin bölgesel ve küresel çapta Filistin davasından başka dosyalarla yoğun şekilde uğraştıkları ve Siyonist işgal rejimiyle ilişkileri normalleştirme dalgasının arttığı şu günlerde Filistinliler, Kudüs’te başarı elde ettiler.

Kudüs halkı, 16 yıldan beri kapalı olan ve Müslümanların buradan Mescid-i Aksa’ya girmelerine izin verilmeyen Er-Rahme Kapısını yeniden açıp burada Cuma ve beş vakit namaz kılmayı başardılar. Kudüslülerin zaferle sonuçlanan direnişleri çok hızlı başladı ve erken sonuç aldı. Direnişleri bir haftadan kısa sürdü.

Er-Rahme Kapısı direnişi, işgal güçlerinin kapıya zincir ve büyük demir kilitler vurmalarıyla başladı. Bu olayla işgalcinin bölgeyi zorla ele geçirme tehlikesine karşı Kudüslü gençler hızlı bir şekilde harekete geçtiler.

Siyonist işgalci, yıllardır Mescidi Aksa’yı zaman ve mekan olarak Müslümanlarla Siyonistler arasında bölüştürmek için planlar yapıyordu.

İşgalci rejim Siyonistlere Aksa’ya girmeleri için belli bir zaman dilimini, Müslümanlara da diğer bir zaman dilimini ayırarak burayı zamansal olarak bölmek istedi.

Yine Er-Rahme Kapısı bölgesini gasp ederek burayı mekân olarak da bölmek istiyordu. Mesele bölgeyi ele geçirmekle sınırlı değildi. Siyonistler burayı ele geçirip Sinagog’a çevirmek istiyorlar.

Bölgede bulunan Babu’r-Rahme Kabristanı da Siyonist işgalcinin tehdit ve Yahudileştirme planları dâhilindedir. Defalarca saldırıya uğradı. Kabristanda bulunan mezarlar tahrip edildi ve deşildi. Amaçları burayı ele geçirip tamamıyla yok etmektir. Çünkü burasının bir İslamî şiar yönü var. Burada Hz. Peygamber (s.a.s)’in değerli sahabelerinden Şeddad bin Evs ile Ubade bin Samit’in mezarları var. Bunların yanında Müslüman âlimlerin ve Salahaddin Eyyubi ile birlikte Kudüs’ü fethetmek için buraya gelen mücahitlerin de mezarları var.

Siyonist işgal rejimi Yahudileştirme adımlarında özellikle Mescidi Aksa’nın doğu bölümleri üzerinde duruyor. 2013 yılından berin Likud Partisinin elinde bulunan haritalar, işgalcinin buraları Mescidi Aksa’dan koparmak istediğini gösteriyor.

Siyonist yerleşimcilerin kışkırtıcı baskınları ve telmudi ayinleri son yıllarda özellikle bu bölgede yoğunlaşıyordu. İşgalci ilk bakışta Yahudileştirmede epey bir mesafe kat ettiğini zannediyor. Hâlbuki Er-Rahme Kapısı direnişi ve bu direnişi başlatanlar onu gözetlemekteydi.

Er-Rahme Kapısını açan halk, iddia edilen heykelin sütunlarından birini daha yıktı. Bir anlık gaflet neticesinde gasp edilen Mescidi Aksa’nın değerli bir parçasını geri aldı. Ümmetin öldüğü yönündeki tahminlerini ortadan kaldırdı. Bir kez daha bize “bu ümmet hastalanabilir, ama kesinlikle ölmez” dedi.

Bugün Arap ve İslam ülkelerindeki çatışmaların büyük çoğunluğu içseldir. İster ümmetin evi içinde olsun ister bireyler arasında olsun fark etmez.

Bireylerin kendileriyle olan mücadeleleri, halkların yaşadığı son gerilemelerden sonra, bir tür hüsrana yol açan, değişim, kurtuluş ve özgürlük meseleleri etrafında dönüyor.

Tam da burada Kudüs ve Kudüs halkının bu başarısı devreye girdi. Bu başarı umutların kararabileceğini ancak asla yok olmayacağını; güneşin kaybolabileceğini ancak hiçbir şekilde yok olmayacağını ortaya koydu.

Bu ümmet hurma ağacı gibidir.  (Rüzgar ve fırtına karşısında) eğilir, ama asla kırılmaz.

Rıdvan El-Ahras / Filistin