Filistinli ünlü analist Abdussettar Kasım makalesinde İran önderliğindeki Direniş Ekseninin Amerika öncülüğündeki uzlaşı ekseni karşısında gün geçtikçe artan başarısına değinerek şunları vurguladı: Yeni Ortadoğu’yu Amerika değil, İran ve direnişin diğer üyeleri kuracak ve bunun en büyük kaybedeni Siyonist Rejim, en büyük kazananı ise Lübnan ve Filistin direnişi olacaktır.
Abdussettar Kasım Ray El Yevm’de yayınlanan makalesinde şunları yazdı: Amerika ve Siyonist Rejimin yeni bir Ortadoğu kurma ve tüm Arap ve İslam ülkelerini emirleri altına alıp sulta kurma hayalleri suya düşmüştür.
Kasım, Amerika ve Siyonist Rejimin istekleri doğrultusunda yeni bir Ortadoğu planının çöküşüne işaret ederek şunları kaydetti:
‘Geçen otuz yıl, Amerika ve Siyonist rejim Arap bölgesinin çöküşü ve onun yerine kendi stratejik görüşlerine uygun yeni bir Arap bölgesi oluşturma planı için oldukça çaba sarf etti. Ancak başaramadılar ve bölgede tam bir hakimiyet kurma, siyonistlerin yerini sağlamlaştırma ve Filistin halkının daimi ve milli haklarını unutturma hayallerinin uçup gittiğine şahit oldular. Rakiplerinin, yani İran ve destekçilerinin bölgedeki tek üstün el olduğu, direnebilen, başarabilen ve düşmanı zorlayan bir rakip olduğu gerçeğini de anladılar.
Askerî denklem öyle bir değişti ki, Hamas, İslâmî Cihad ve Gazze’deki diğer tüm Filistin direniş grupları, aynı şekilde, Yemen ve Hizbullah da kendi savunma silahlarını kendileri üretebilir konuma geldiler ve en kısa zamanda Irak da bu kervana katılacaktır. Askeri güçten yararlanma tehdidinin artık bir yararı yok ve Amerika ve Siyonistler bu noktayı çok iyi anladılar ki hiçbir askeri saldırganlıkları yıkıcı bir karşılık almadan son bulmayacak.
Geçmişte savaşı başlattılar ve bununla eğlenip kutlamalar yaptılar, artık bunu tekrarlayacak güçleri yok. Sürekli tehditlerde bulunan fitne çıkaran ve kan dökenler şimdi kenara çekildi ve kargaşa ve çatışmadan çekiniyorlar. Siyonistlerin artık ne Lübnan’a ne de Gazze’ye hamle etmeye cüreti yok. Siyonistler ve Amerikalılar ve onlarla birlikte Suudiler şimdi İran, Yemen ve bölgedeki direniş eksenine bağlı farklı güçlerle barışçıl çözümler peşinde.’
Analist, İran’ın her açıdan zalimce yapılan yaptırım ve baskılar karşısındaki istikrar ve direnişine değinerek, İran’ın sadece muhasaraya teslim olmamakla kalmadığını hatta mübareze ve meydan okumaya da devam ettiğini, Amerika’nın insansız savaş uçağını düşürdüğünü, kendi uçaklarını savaş gemilerinin üzerinde uçurduğunu ve İngiliz gemisini durdurduğunu vurguladı. İran düşmanları, hesaplarını tekrar gözden geçirmeleri gerektiği gerçeğini gizlemiyorlar. Amerika, Siyonistler ve Suudiler İranın; islamı tahrif eden aşırı gruplarla, Amerika ve Suudi Arabistan’ın faaliyetlerini desteklediği ve Irak, Suriye, Libya ve Yemen’de yıkıcı eylemlerde bulunan gruplarla mücadele ettiğini çok iyi biliyorlar. Batı er yada geç İran’ın dünya gücü olduğunu ve gerek ekonomik gerekse askeri alanda uluslararası sahada esas oyuncu ve faktör olduğunu itiraf edecektir. Eğer dünya bunu itiraf ederse, Arap hükümetleri yavaş yavaş yönlerini Amerika’dan İran’a doğru çevireceklerdir, elbette İran onları kabul ederse.
Abdussettar Kasım İran’ı teslim alma konusunda Amerika’nın yenilgisini vurgulayarak şunları yazdı:
‘Amerika Trump’ın Nükleer Enerji anlaşmasından çıkma konusundaki maceraperestliğinin ardından, İran’a yapılacak saldırıda Siyonist Rejimin yerle bir olacağı noktasını anlamış oldu. Siyonistler şu an korku içerisindeler ve İran’la savaşın beklenmedik sonuçlar doğurabilecek bir maceraperestlik olduğunu çok iyi biliyorlar. Benim değerlendirmem İran’ın direneceği ve mucadeleden zaferle çıkacağı yönünde. İran’ın himayesindeki direniş ekseni mevcut savaşı kazanacak ve askeri denklemleri zaferle birlikte yeniden kurmayı başaracak. Artık Siyonistlerin ve Amerika’nın zorbalıklarının ve zaferlerinin zamanı sona erdi. Arap ve Müslüman bölgesi değişime doğru hareket etmiştir ve İran bu değişimi yöneten esas güçtür. Araplar menfaatlerine de uygun olarak bölgede etkili birer aktör olmak istiyorlarsa yavaş yavaş Amerikalılara sırt çevirip karşılıklı saygı ve işbirliği ilkeleri esasınca İran ile işbirliği yapmalıdırlar.
Bizler, Amerika’nın içinde yer almadığı yeni Ortadoğu ile, en büyük kaybedenin Siyonist Rejim ve en büyük kazananın Filistin ve Lübnan direnişi olduğu yeni bir denklem ile karşı karşıyayız. Bu nedenle Filistin Kurtuluş Örgütüne Siyonistlerle yapılan anlaşmaların esiri olmamalarını ve yeni stratejiler geliştirmelerini tavsiye ediyorum.’