Laricani bu açıklamayı İslam Devrimi’nin 37’nci yıl dönümü etkinlikleri kapsamında Tahran’a giden Filistinli heyetlerle 13 Şubat’ta gerçekleştirdiği görüşmede yaptı.
Heyetler El Fetih, Hamas, İslami Cihat, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi ve El Saika gibi Filistinli grupları temsil ediyordu.
Daha sonra İran’ın Lübnan Büyükelçisi Muhammed Fathali 24 Şubat’ta düzenlediği basın toplantısında “Kudüs’teki intifadada şehit düşen” her Filistinlinin ailesine 7 bin dolar verileceğini, ayrıca “intifada sırasında işgal güçleri tarafından evi yıkılan” her ailenin de 30 bin dolar alacağını belirtti.
Büyükelçi, söz konusu ailelerle Filistin Direnişine Destek Komitesi ve İran bağlantılı Filistin Şehitler Vakfı’nın internet siteleri üzerinden temas sağlanacağını ve ailelerin buradan form doldurabileceğini söyledi.
Bu açıklamanın ardından Filistin Mammud Abbas Yönetimi İran’a sert tepki gösterdi. Devlet başkanlığı sözcüsü Nebil Ebu Rudeyna 27 Şubat’ta şöyle dedi: “İran gayri resmi, dolambaçlı yollara başvurmak yerine bu fonları resmi kanallardan FKÖ Şehitler ve Tutuklular Vakfı’na aktarsa çok daha isabetli olurdu. Bu, hukukun ihlali ve Filistin’in iç işlerine kabul edilmez bir müdahaledir.”
Başkan Mahmud Abbas’ın İran’la ilişkiler konusunda görevlendirdiği FKÖ İcra Kurulu üyesi Ahmed Mecdelani ise Al-Monitor’a şöyle konuştu: “Filistin tarafının tepkisi, FKÖ ile doğrudan iş birliği yapmayı reddeden İran’ın FKÖ’yü yok saymasından, yardımlar konusunda bireysel mekanizmalara yönelmesinden kaynaklanıyor. Bu kabul edilemez.”
Para yardımlarının nasıl ödeneceği konusunda FKÖ’nün İran’la temas ettiğini belirten Mecdelani şöyle devam etti: “Laricani’nin danışmanı Hüseyin Şeyhülislam’dan ‘Filistin Yönetimi’ne güvenmiyoruz’ cevabını aldık. (…) Dürüstlüğümüzün, ulusal itibarımızın töhmet altında bırakılmasını kabul etmiyoruz.
İran’ın tavrı kabul edilemez. Bunu Filistin’in iç işlerine müdahale olarak görüyoruz. Yine de işlerin Filistin-İran ilişkilerinde kopuş noktasına varmasını istemiyoruz.”
El Fetih Merkezi Komite Üyesi Abbas Zeki ise Al-Monitor’a şu değerlendirmede bulundu: “Filistin halkı intifadaya sahip çıkmak için her devletten her türlü desteğe muhtaç. İran Gazze’deki Filistin halkını İsrail karşısında zaten desteklemişti. İran’ın stratejik bazı ilişkileri var, Hamas ve İslami Cihat gibi gruplarla eş güdüm hâlinde.
Filistin Fetih – Mahmud Abbas Yönetimi, İsrail’le yaptığı anlaşmalar nedeniyle ve Oslo Anlaşması’nı sonlandıramadığı için İran’dan para alamaz. (…) İran bölgenin güçlü bir ülkesi. Filistin davasına destek veren İran’a düşman olamayız. İran’la stratejik olmasa da normal ilişkiler kurulabilir.”
(Tahran’da bir araya gelen Hamas lideri Halid Meşal (solda), İran Meclis Başkanı Ali Laricani (ortada) ve Filistin İslami Cihat lideri Ramazan Şallah el ele)
Hamas-İran ilişkilerinin son günlerde daha da güçlenmeye başladığını gören Filistin Mahmud Abbas Yönetimi, İran’ın para yardımlarını Hamas üzerinden aktarmasından ve böylece Filistin Yönetimi’nin halk nezdindeki itibarını zedelemesinden korkuyor.
İran’ın Hamas’ı desteklemesi, Hamas’la ittifak etmesi Filistin Yönetimi ile El Fetih’i öfkelendiriyor. El Fetih’e göre bu destek Filistin davasına ve Filistin halkına zarar veriyor, mevcut bölünmeyi de doğrudan etkiliyor.
Örneğin mart 2015’te El Fetih Sözcüsü Usame El Kavasmi, İran’ın Hamas ve İslami Cihat’tan Gazze’de Abbas karşıtı yürüyüşler düzenlenmesini istediğini iddia etti.
Al-Monitor’a konuşan Hamas Siyasi Büro Üyesi Mahmud Ez-Zahar’ın yorumu ise şöyle oldu: “Filistin Yönetimi hâlihazırda İsrail’le güvenlik koordinasyonu yapıyor ve İsrail tarafından intifadaya para desteği almakla suçlanmamak için şehit evlerinin onarılmasını istemiyor. (…) İran, Filistin Mahmud Abbas Yönetimi’ne güvenmediğini söyledi ki bu görüş birçok ülke tarafından paylaşılıyor.
Direnişi ve şehit ailelerini destekleme amaçlı paranın kim tarafından alınacağına bağışçı ülke karar verir. Dolayısıyla biz, ister silah ister para ister şehit evlerinin onarımı olsun direnişe yapılan her türlü yardımı saygı ve minnetle karşılıyoruz.”
Siyasi yazar ve yorumcu Telal Okal ise Filistin Fetih – Mahmud Abbas Yönetimi’nin İran’a yönelik tepkisinin birden fazla nedeni olduğunu düşünüyor. Al-Monitor’a konuşan Okal bu nedenlerin bazılarını şöyle sıralıyor:
İran’ın Filistin siyasetine doğrudan dâhil olması, intifadayı körüklemek istemesi ve bu amaçla FKÖ’yü baypas ederek şehit ailelerine maddi yardım yapması. Okal ayrıca Filistin Yönetimi’nin başlıca finansörü olan Suudi Arabistan’ın İran’la giderek gerilen ilişkilerine de dikkat çekiyor.
Aslında Filistin Fetih – Mahmud Abbas Yönetimi, İran’ın geçen temmuzda imzaladığı nükleer anlaşmanın ardından ikili ilişkileri düzeltme girişiminde bulunmuştu. Bu kapsamda Mecdelani 9 Ağustos’ta Tahran’a gitmiş, siyasi diyalog başlatarak ikili ilişkileri ısıtmaya çalışmıştı.
Peki, Filistin Fetih – Mahmud Abbas Yönetimi’nin Suudi Arabistan’dan aldığı finansman onun İran’a yönelik tavrını nasıl etkiliyor? Mecdelani bu soruyu şöyle yanıtladı: “Filistin hiçbir bölgesel eksenin parçası değildir. Kaldı ki Suudi-İran ilişkileri uzun zamandır gergin. Biz bir ülkeye karşı bir diğer ülkenin yanında olduğumuzu hiç söylemedik.
Çünkü biz herkesle dengeli ilişkiler kurmayı arzuluyoruz. (…) İran’a kırgınlığımız FKÖ’yü baypas etmesinden, iç güvenliğimizi ve ulusal haysiyetimizi zedelemesinden ileri geliyor.” Mecdelani, Filistin’in Suudi Arabistan’ın yanında duruyor gibi resmedilmesinin haksız ve kabul edilmez olduğunu da vurguladı.
Hamas liderlerinden Mahmud Ez-Zahar ise İran’ın Filistin Direnişine yaptığı yardımların koşulsuz olduğunu belirttiğini şu ifadeleriyle belirtmişti: “İran tarafı Filistin’e desteği karşılığında hiçbir zaman koşul öne sürmedi. Biz de koşul içeren hiçbir desteği kabul etmiyoruz, işgal karşısında bizi zayıflatacak ittifak oyunlarına girmiyoruz.”
Suudi Arabistan’ın Filistin Fetih – Mahmud Abbas Yönetimi’ne her ay verdiği para 2015’te toplam 242 milyon doları buldu. Öte yandan Suudi Arabistan geçtiğimiz günlerde Lübnan’a yaptığı yardımları durdurdu. Bu kararın ve diğer bölgesel gelişmelerin Filistin Yönetimi’ni nasıl etkilediği sorulduğunda Okal’in değerlendirmesi şöyle oldu:
“Filistin davasının Lübnan’daki çekişme gibi çekişmelerle hiç alakası yok. Filistin Fetih – Mahmud Abbas Yönetimi bu nedenle İran ve Suudi Arabistan dâhil herkesle iyi ilişkiler kurmaya çalışıyor. Yeter ki muhatap Hamas değil kendisi olsun.”