Hamas hareketi, Filistinli Esirler Günü münasebetiyle Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta, İşgal hapishanelerindeki tutuklu ve hükümlülere destek için pazartesi günü bir program düzenledi. Programa Hizbullah ve İslami Cihad liderleri de katıldı.
Filistin Direniş grupları tarafından Filistin Esirler Günü’nde Beyrut’ta düzenlenen programda direniş liderleri konuştu. Liderler, işgal rejimi hapishanelerinde şiddete maruz kalan Filistinli tutsaklar için ses çıkarmayan dünya ülkelerine ve Tel Aviv’le normalleşme ilişkileri yürüten Arap ülkelerine sert tepki gösterdi.
Hamas hareketi, Filistinli Esirler Günü münasebetiyle Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta, İşgal hapishanelerindeki tutuklu ve hükümlülere destek için pazartesi günü bir program düzenledi.
Programda konuşan Hamas Şehitler, Tutsaklar ve Yaralılar Dairesi Başkanı Zahir Cabbarin, Filistinlilerin İsrail işgaline karşı sonuna kadar direndiğini ve Batı Şeria’da bir ayaklanmanın belirtilerine şahit olduklarını ifade etti.
İsrail işgal güçlerinin Mescid-i Aksa’yı basması durumunda tüm Filistin’den yanıt geleceğini vurgulayan Cabbrain, Filistinli tutsakların serbest bırakılması için uluslararası kuruluşları harekete geçmeye çağırdı.
Hizbullah: İsrail ile ilişkileri normalleştirenler ne Arap ne de Müslümandır
Programa katılan Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı Şeyh Naim Kasım yaptığı konuşmada, mahkumların İsrail hapishanelerinde en şiddetli işkence biçimlerine maruz kaldığını belirtti.
Filistinlilerin sahada yalnız olmadığına dikkat çeken Kasım Ayrıca, İsrail liderini Yahudi ‘Fısıh Bayramı’ nedeniyle tebrik eden Birleşik Arap Emirlikleri’ni ve Tel Aviv ile Güvenlik koordinasyonu bağları kuran Suudi Arabistan ile Bahrey’i kınadığını vurguladı.
Hizbullah yetkilisi, düşmana karşı bireysel ve toplu operasyonları selamlayarak, Siyonist saldırılar karşısında Filistinliler arasındaki demokrafik ve coğrafi birliğin önemine dikkat çekti. Kasım, Arap yetkililerin Siyonist düşmanla ilişkileri normalleştirmesini de kınayarak “İsrail ile ilişkileri normalleştiren Arap yetkililer ne Arap ne de Müslümandır” dedi.
Kasım ayrıca, İsrail saldırganlığına karşı direnişin temelde siyasi ve diplomatik biçimlerle tamamlanabilecek askeri bir biçim alması gerektiğini vurguladı.
İslami Cihad: Filistinliler vatanlarının bir karışını bile ihmal etmeyecek
Programda konuşma yapan İslami Cihad Siyasi Bürosu Üyesi Muhammed el-Hindi ise İsrail güvenlik sisteminin, “Özgürlük Tüneli” operasyonu karşısında şoka uğradığını söyledi. Filistinlilerin tarihine ve inançlarına sahip çıkacağını vurgulayan el-Hindi, “Filistinliler vatanlarının bir karışını bile ihmal etmeyecekler” diye konuştu.
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi Genel Sekreter Yardımcısı Ebu Ahmed Fuad da, 1948’den beri İsrail’in yaklaşık bir milyon Filistinliyi hapse attığını hatırlattı. Ebu Ahmed Fuad ayrıca, Direniş Ekseni’nin tetiği çekmeye ve Kudüs, Cenin, Nablus ve Yafa’daki Filistinlileri destekleme kabiliyetine hazır olduğunu sözlerine ekledi.
El-Aruri: İran, Filistin’e verdiği desteğin bedelini ağır ödüyor
Hamas Siyasi Büro Başkan Yardımcısı Salih el-Aruri ise, Direnişin tüm savaşlarda Kudüs ve Mescid-i Aksa için savaşacağını ve Filistin’in sağlam direniş zemini üzerinde muzaffer bir ulusal birlik inşa edeceğini belirtti.
Cenin kampının bir ulusal birlik modeli olduğunu ve Batı Şeria’daki İsrail işgaline karşı mücadelede öncülük ettiğini ifade eden el-Aruri, İran’ın desteğinden dolayı ağır bedellerle karşı karşıya kaldığını belirterek Hizbullah’ın Filistin’in yanında olduğunu ve Hamas’ı desteklemekten hiçbir zaman çekinmediğini vurguladı.