Şehit edilen Fukaha, serbest kaldıktan sonra Hamas’ın kuruluş yıldönümünde Gazze’de düzenlenen etkinlikte kendisine konuşma hakkı verilecek kadar önemli bir şahsiyetti.
Özgürlüğe kavuşan Fukaha’ya yapılan suikastın birçok hususla irtibatlı olduğu görülüyor.
Hamas’ın askeri kanadı durumundaki Kassam Tugayları komutanı Salah Şahade’nin suikastla şehit edilmesi üzerine Mazin Fukaha’nın işgal rejimi İsrail’de eylem düzenlemesi için gönderdiği mücahidin yaptığı istişhad eyleminde dokuz işgal askeri hayatını kaybetmişti.
Kassam Tugayları’nın Fukaha aracılığıyla yaptığı misilleme o zaman işgal rejimine verdiği en etkili mesaj olmuştu. Kassam Tugayları bu eylemle düşmana, Filistin direniş liderleriyle komutanlarına uzanacak bir kötülüğün asla karşılıksız kalmayacağına dair önemli bir mesaj vermiş oldu.
Siyonist işgal istihbaratı ile işgal rejimi medyası son yıllarda Batı Yaka’da oluşturulan askeri hücrelerin arkasında Fukaha’nın olduğunu sıkça tekrarlamaya başladılar. Esirlerin durumunu yakından takip eden aktivistlerden biri yaptığı açıklamada, işgal rejiminde ele geçirilen hücre üyelerinin sorgulanmasında soruların Mazin Fukaha ile başladığı ve yine onunla bittiğini söyledi.
Özgürlüğe kavuşan esirlerin hedef tahtasına konulması, tasfiyelerin işgalcinin elindeki programın en başında yer aldığını gösteriyor. Yapılan suikast, Gazze’de esir olan Siyonist işgal askerlerine yönelik muamelelerle ilgili açıklanmamış bir tavsiye olabilir.
Yahut özgürlüğe kavuşmuş olan ve Batı Yaka dışında yaşayan Filistinlilerle ilgili ilan edilmemiş bir tavsiye kararının uygulanması da olabilir. Suikast, esirlerin edindikleri tecrübeleri direnişte kullanmalarını engelleme ve onları bundan caydırma amacı da taşımış olabilir.
Kuşkusuz komutan Sinvar’ın Hamas’ın Gazze’deki teşkilatının başına gelmesi işgal rejimindeki güvenlik ve siyasi çevreleri ikileme soktu. Yeni cinayet, temelde Sinvar’ın şahsına yönelik bir tehdittir. Ancak, oldukça riskli bir siyasi süreçte tehlikeli bir komutanı test etmek, işgalciyi yeni çatışmalara yöneltebilir.
Suikastın işleniş şekli de beraberinde birçok soruyu gündeme getirdi. Suikastı düzenleyenlerin Gazze’ye giriş çıkışları konusunda ciddi kuşku ve soru işaretlerinin oluşmasına neden oldu. Suikastçılar belki de Filistin veya yabancı pasaport kullandılar. Ya da bir tüneli kullandılar. Veya deniz yoluyla giriş yapmış olabilirler.
Burada Siyonist içişleri bakanının benzer bir girişimin başarısızlığa uğratıldığına dair açıklamasını hatırlamakta yarar var. Daha önce Lübnan’da yaptıkları gibi acaba buradaki güvenlik güçlerinin elbiselerini giyip mi suikastı düzenlediler…
Ya da başka bir şekilde bunu yaptılar. Ancak şu var ki, işgal rejimi tarafından ortadan kaldırılması düşünülen bir şahsiyetin bu şekilde şehit edilmesinde güvenlik ihmalinin olduğu bir gerçektir.
Bu suikastın, işgal rejiminin Filistinlilerle mücadelede yeni bir denge oluşturma girişimi olduğunda şüphe yoktur. Bunu daha önce de denemişti. Ancak Filistin tarihinde meydana gelen devrimci süreç bu ve buna benzer yöntemlerin Filistin halkına diz çöktüremeyeceğini göstermiştir.
Suikast Filistin sosyal barışını tehdit eden hain, ajan ve uşaklar gerçeğini bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Onların lojistik ve istihbarat yardımları olmasaydı suikast gerçekleşmezdi.
Siyonist işgal istihbaratı suikastlardan önce ve sonra kimi ilişkileri, görüşmeleri, haber ve istihbarat notlarını paylaşarak soruşturmanın seyrini değiştirmek, dikkatleri başka yöne kaydırmak istiyor. Fukaha suikastından sonra sızdırdıkları bilgiler de bu tür bilgi ve notlardır.
Suikast, Siyonist devlet denetçisinin işgal rejimindeki siyasi ve askeri lider ve komutanları 2014 savaşında başarısızlıkla suçlayarak başlarına balyoz indirmesiyle zor duruma düşen bu lider ve komutanların düştükleri durumdan kurtulma ve bu olumsuzluğu telafi etme girişimleri de olabilir. Bunun, direnişin savaşta taktiksel ve stratejik olarak zarar verdiği işgal istihbaratının zararını kamufle etme girişimi olması da muhtemeldir.
Tutuklanma ve şehit olma, direniş yoluna koyulan mücahitlerin akıllarında ve kalplerinde sürekli hazır olan iki olgudur. Fukaha, hayatlarını bununla geçiren, bu kavramları diri tutan ve anlamlarının bilincinde olan şahsiyetlerden biriydi.
Dünyadaki işgalci ve zalim güçler, kendileriyle savaşanları öldürebileceklerini, ancak onların davalarını asla öldüremeyeceklerini anlamıyorlar…
Salah Hamide tarafından kaleme alınmıştır.