Abdullah El-Mecali’nin kaleminden Mahmud Abbas analizi…
Ona göre silahlı mücadele, işgalciye karşı direniş, intifada ve işgalciyle çatışma asla olmayacaktı…
Onun inandığı tek şey, uluslararası koridor ve salonlardaki siyasi sahaydı…
Abbas bütün bunları yaparken elinde delili de vardı…
O bütün bunları Filistinlilerin kanını korumak adına yapıyordu. Ona göre Arafat’ın perde arkasında planladığı ve desteklediği Aksa İntifadası Filistinlileri perişan etti, kanlarının akmasına neden oldu ve Filistin Yönetimi’ni zayıflattı.
Daha da ötesi Arafat’ın kuşatılmasına ve daha sonra da tasfiyesine neden oldu.
“Bize baş ağrısında başka bir şey getirmeyen bu yollardan bize ne?” diyordu adeta…
Abbas, Filistin kanının Filistin toprakları üstünde boşu boşuna akmasını istemiyor. O nedenle kendisi gerekirse işgalciyle güvenlik koordinasyonu sağlayarak direnişte bulunanları tutuklamaya, işgale karşı silahlı mücadelede bulunanları veya düşünenleri tasfiye etmeye hazırdır.
O, bir tek İsrailli öldürüldüğünde, İsrail’in buna karşılık onlarca Filistinliyi öldürdüğünü söylüyor. O nedenle, Filistinlilerin kanının korunmasını tercih ediyor (!).
Abbas’ın bu düşüncesi ve yaklaşımı hiçbir zaman dünyadaki özgürlük hareketlerinin mantığı olmamıştır.
Yeryüzünde meydana gelen ilk işgalden yirmi birinci yüzyıla kadar böyle bir anlayış görülmemiştir.
Ancak bundan daha kötü olanı, Filistinlilerin kurban edilmesidir. Hem de onların en iyileri… Geri kalanların bekası için değil, Oslo yönetimi gölgesinde gelişen ve büyüyen çıkarlar için yapılıyor.
Mahmud Abbas, Beyazsaray’da ABD Başkanı Donald Trump ile bir fotoğraf çektirmek için Gazze’yi boğmaya ve buradaki halkın yarısını feda etmeye hazırdır. Burada Başkan Trump’la fotoğraf çektirme şerefine nail olanlar ondan daha mı iyi?
Basına sızan bilgilere göre ABD yönetimi, Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’ın Siyonist işgal hükümetiyle görüşmelere başlama bahtiyarlığına ermesi için önüne 9 şart koymuş. Bunları ispat edecek kanıtımız yok elimizde ancak, Abbas’ın Gazze konusunda ortaya koyduğu tavır ve gösterdiği tutum bunu doğruluyor.
Acaba Sayın Trump, Abbas’tan hoşnut olmak için kaç kurbana razı olacak?