Türkiye Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ümit Yalçın ve Irkçı İsrail rejimi Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Yuval Rotem başkanlığındaki heyetler Ankara’da bir araya geldi. Geçmişte Türkiye Yönetimi ile Terörist İsrail rejimi arasında düzenli olarak yılda iki defa siyasi askeri ve istihbarat işbirliği alanında istişareler yapılıyordu, bu buluşma da aynı koordinasyonun devamının ilk buluşması oldu.
Öncelikle Ekonomik İlişkiler Yükseltilecek
Daha önce alçak koltuk olayıyla aşılanan Türkiye’nin eski Tel Aviv Büyükelçisi Oğuz Çelikkol, Türkiye ile İsrail arasında normalleşmede öncelikli olarak ekonomik konuların öne çıkacağını, güvenlik ve savunma işbirliği konularının gelecekte gündeme gelebileceğini söyledi. İsrail’in Gazze’ye İnsani yardım götüren Mavi Marmara gemisine 31 Mayıs 2010’da düzenlediği kanlı saldırıda 9 Türkiye vatandaşı Müslüman şehit edildi.
Ve Türkiye-İsrail Buzları Eriyor
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Bizim İsrail’e ihtiyacımız var, İsrail’in de bize ihtiyacı var… Ben’den izin almadan Mavi Marmara gemisi denize açıldı” sözleri ardından Siyonist İsrail ile Türkiye Yönetimi arasında 6 maddelik normalleşme anlaşması hızla imzalandı.
Siyonist İsrail rejimi 20 milyon Amerikan Doları tutarında tazminat ödeyerek, Siyonist generaller ve sivil yetkililerin insanlık suçu ve savaş suçu işlemekten dolayı tutuklanma ve yargılanma sürecini ortadan kaldırıp, suçluları kurtardı.
İki Ülke İleriye Dönük Birbirine Dokunulmazlık Sağladı
İslam Dünyasında Mavi Marmara ile takdir edilen Türkiye’nin Siyonist İsrail karşısındaki duruşu ciddi şekilde sorgulanmaya başlandı. Bu anlaşmanın 4. maddesine göre, Siyonist İsrail ve Türkiye’nin anlaşmalarına istinaden iki yönetim ileriye dönük de olacak şekilde, birbirine cezai sorumluluk ve şahıs olarak da herhangi bir hukuki sorumluluk yükleyememe garantisini verdi.
Anlaşma metni haricinde iki ülke de herhangi bir yükümlülükten muaf tutulacaktır. Anlaşma gereği Türkiye Yönetimi ve vatandaşları tarafından Mavi Marmara gemisiyle ilgili hiçbir dava açılamaz. 5. maddeye göre, Türkiye hükümetine ağır bir sorumluluk dayatıldı. Nitekim anlaşma uyarınca Siyonist İsrail yönetimi temsilcilerine ve Siyonist sözde vatandaşlarına karşı Türk mahkemelerinde dava açma durumunda Türkiye maddi ve manevi tazminat ve zararların giderilmesinden sorumludur.
6. madde uyarınca, iki ülkenin mahkemelerinde konu ile ilgili adli sürecin bittiğini belirten resmi yazının Türkiye ve İsrail’in diplomatik kanalları aracılığıyla resmi makamlara iletilmesi sonrasında yürürlüğe girecektir.
Gazze Ablukası Artarak Devam Etti
Türkiye’nin ön şatlarından biri de Gazze ablukasının kaldırılmasıydı. Ancak bu abluka daha sıkı ve insanlık dışı bir şekilde devam etmektedir. Irkçı İsrail rejimi Batı Şeria, Kudüs ve Gazze halkına karşı saldırılarını sürdürüp, binlerce Filistinli Müslüman direnişçiyi tutuklayarak işkence edip yaralamış, sakat bırakmış veya katletmiştir.
2016 yılının Haziran ayında “Normalleşme” diye yansıtılan süreç sonrasında İsrail Rejimiyle Türkiye Yönetimi arasında Aralık ayında korsan İsrail rejimi, Ankara Büyükelçiliğine Eitan Naeh’i, Türkiye ise Tel Aviv Büyükelçiliği’ne Kemal Ökem’i atadı.
Özellikle Enerji ve Sonrasında Diğer İşbirliği Alanları
Oğuz Çelikkol’un belirttiği gibi, Türkiye ile Siyonist İsrail rejimi arasında var olan serbest ticaret anlaşması da güncelleştirilecek ve daha bir artacak. Askeri ve istihbarat güçleriyle yöneticileri, bölgesel güvenlik konusunda danışmaları sürdürecek, karşılıklı iki yönetim, güvenlik ihtiyaçlarını karşılamaları anlaşması yapılacak, savunma ve askeri ilişkiler de geliştirilecektir.
Türkiye ile Siyonist rejim, çalıntı Enerji işbirliğini de geliştireceklerdir. Nitekim 13 Ekim’de İsrail Enerji Bakanı Yuval Steinitz, İstanbul’da düzenlenen Dünya Enerji Kongresi’ne katılmış ve Türk Enerji Bakanı Berat Albayrak ile görüşmüştü. Buna ilaveten turizm işbirliğini geliştirmek amacıyla Türkiye Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, işgal edilen Filistin topraklarında sözde İsrail’de düzenlenecek Uluslararası Akdeniz Turizm Fuarı’na katılacak.