Kraliyet yönetimine yakınlığıyla bilinen Şark gazetesinde geçtiğimiz gün, Yahudilerden sitayişle bahseden Suud el Fevzan adlı yazarın ifadeleri inanılır gibi değil.
ABD’de yaşadığı dönemde başından Yahudilerle başından geçenleri aktaran yazar, yazısında Yahudilere övgüler düzdü.
Yahudi bir tüccardan evine mobilya aldığını ancak bir süre sonra çıkan yangın nedeniyle mobilyaların hepsinin kül olduğunu belirten yazar, Yahudi esnafın yanan mobilyaların ücretini kendisinin karşıladığını söylemiş.
Bunun üzerine yazar, garip bir şekilde Filistin’le bağlantı kurarak Filistin için yaptığı her bağıştan pişmanlık duyduğunu yazıyor.
Tek başına alındığında çok da anlam ifade etmeyecek bu cümleler, S. Arabistan’ın İsrail işgal rejimiyle ilişkilerin normalleştirilmesi yönünde başlattığı politikalar bağlamında ele alındığında farklı bir tablo karşımıza çıkıyor.
Fevzan, yazısında “Ben Yahudilerin avukatı değilim” dediği halde yazının tamamında Yahudilerin avukatlığını yapmayı sürdürdü.
İslam Tarihi’ne uzanan yazar, “Yahudiler Hicaz’da yaşasaydı, ya öldürülür ya da sürülürlerdi” ifadesini kullandı. “Yahudiler, Hayber ve Medine’de yaşadılar. Tarih boyunca Medine ve Hayber ahalisinin sürüldüğüne dair bir şey duymadım” şeklinde konuştu.
Suud el Fevzan’ın bu sözleri sosyal medyada büyük tepki aldı. Bazı kullanıcılar, siyonistleştirme politikalarının yavaş yavaş Suudi yazarlarını da etkisi altına almaya başladığını kaydetti.
Özellikle eski İstihbarat başkanı Türki el Faysal’ın Mossad eski Başkanı ile Newyork’ta biraraya gelmesininse Suudi yönetiminin İsrail’le yakınlaşma sürecinin en büyük kanıtı olduğunu ifade etti.