Norveçli Doktor Gilbert: Asıl Kahraman Gazze Halkıdır

Katıldığı bir röportajda Mads Gilbert (69), mazlumlara yardım etmeye söz verdiğini o nedenle özellikle Filistin’e gittiğini, daha önce de 1982 yılında saldırıya uğrayan Lübnan’a gittiğini, 2006, 2009, 2012 ve 2014 yıllarında meydana gelen savaşlarda Gazze’de olduğunu ifade etti.

Gördüğü ve yaşadıklarından hareketle işgalci İsrail’in takip ettiği politikaların değişmeyeceğini, daha önce Beyrut’u kuşatıp, burayı hayat dayanaklarından mahrum ettikten sonra bombalamaya, yakıp yıkmaya başladıkları gibi şimdi de Gazze’de aynı şeyi yaptıklarını söyledi.

HASTANE VE AMBULANSLARIN VURULMASI

Gilbert, basın yayın organlarının yayınlamadıkları olayları belgelediğini hatırlatarak, kendisinin işgal rejiminin hastaneleri ve ambulansları nasıl hedef aldığını, doktorlarla ilk yardım ekiplerini nasıl öldürdüğünü müşahede ettiğini, işgalcinin bu şekilde insanları korkutabileceğini sandığını ifade etti.

Son savaşta 47 ambulansın vurulmasının gerekçesini anlayamadıklarını belirten Gilbert, “İsrailliler yaptıklarının uluslararası sözleşme ve hukuka aykırı olduğunu biliyorlar. Ancak onlar, uluslararası mahkemelerde yargılanmama ve ceza almaktan kurtulma zırhını giymişler. Beni güvenlik nedeniyle ömür boyu Gazze’ye sokmama kararı almaları da bundandır” dedi.

İsrail’in sivilleri öldürmesini, Hamas’ın elindeki silahları siviller arasında sakladığı iddiasıyla gerekçelendirmesini anlamakta zorluk çektiklerine dikkat çeken Gilbert, silahların İsrail’in bombaladığı okullarda saklanmadığı gibi, hastane, ibadet yerleriyle evlerde de saklanmadığını hatırlattı ve şunları söyledi:

“İsrail ordusu gerçekten silahlı kişilerle savaşmak isteseydi, sınırı açıp sivilleri tahliye eder, ardından silahlı kişilerle savaşırdı. Ancak gerçek böyle değildir. İsrail ve müttefiki Amerika Gazze’yi yeni silahlarını denemek ve dünyaya göstermek için iyi ve uygun bir yer olarak görmektedirler.”

GAZZE’DEKİ DURUM ANLATILAMAZ

Son savaşta Gazze’nin en büyük hastanesi olan Eş-Şifa Hastanesinde çalışan Dr. Mads Gilbert Gazze’deki duruma üzülerek “10 yıllık ambargo, kuşatma, abluka, aç ve susuz bırakmanın ardından Gazze’deki hastanelerin hangi duruma düştüğünü hiç kimse tahmin edemez. En basit ilaç, ameliyat malzemesi bile bulamazsınız. Bu, acilen müdahale edilmesi gereken bir insanlık felaketidir” dedi.

Gilbert, işgalci İsrail’in savaşlarda işlediği cinayetleri belgelemek için 2014 savaşıyla ilgili hatıralarını içeren bir kitap yayınladığı belirterek, “İsrail doktorlar olarak korumamız gereken insanların canlarını alıyor. O nedenle Gazze Gecesi adıyla yazdığım kitapta İsrail’in son savaşta Filistinlilere karşı işlediği cinayetleri an be an, dakika dakika ve resimleriyle belgeledim” dedi.

Yetmişlerden beri Filistin halkıyla dayanışma içinde olan ve her platformda onların hakkını savunan Gilbert sözlerini şöyle sürdürdü:

“İsrail 2009 savaşıyla kıyaslandığında 2014 yılında 5 kat daha fazla silah kullandı. Yani Gazze’nin üzerine 502 ton patlayıcı indirdi. Hastaneye ulaşan başları kopuk bedenlerle, parçalanmış insan cesetlerini, baş, yüz ve bedenlerinde yanık olan çocukların görüntülerini unutmak mümkün değildir. Savaşla ilgili belgeselim bununla bitmedi. Birleşmiş Milletler’e gönderdiğim raporda yıkıcı ablukanın etkilerini, Gazze’de hayat dayanaklarının olmayışını, arda arda gelen savaşlarda bölgenin başına gelenleri bir bir anlattım.”

Direniş hikâyesi

Gilbert sözlerini şöyle sürdürdü:

“İsrail’in 51 günlük savaş süresini fırsat bilerek Gazze’de elektrik üretim istasyonlarıyla, su depolarını ve alt yapıyı tamamıyla yerle bir etmesine rağmen, halk müthiş bir irade gösterdi. Tek bir aileye dönüşen Gazze halkı ölen ve yaralananlara müdahale etmek için birbirleriyle yarışıyorlardı. O nedenle kendimde her zaman imdatlarına icabet etme zorunluluğu görüyorum.”

Tehlike anında Filistin halkının yanında olan bu doktor her türlü takdiri hak eden Dr. Gilbert kendini kahraman olarak görmüyor, aksine asıl kahramanın direniş gösteren, yokluktan hayat üreten Gazze halkı olduğu mütevazılığini gösteriyor.

Büyük bir övgüyle şöyle devam etti:

“Dünyaya en fazla aktarmak istediğim husus İsrail’in savaş aygıtları karşısında büyük bir direniş gösteren, kuşatma ve savaş nedeniyle hayal edemediğiniz sıkıntılar çeken bir bölgede yaşama ısrarını sürdüren bu halkın direniş hikâyesidir… Asıl kahramanlar Gazze’nin çocukları, kadınları, erkekleri, ilk yardım çalışanları, hemşireleri hatta bizzat yaralı olanlarıdır.”

Norveç’in kuzeyinde bir hastanenin Acil servisinde çalışan Gilbert devamla “Peki nerede uluslararası kanunlar, sözleşme ve anlaşmalar? Gazze’de 70 hastaneyi bombalayan İsrail’i cezalandırmak için neden uluslararası insan hakları örgütleri harekete geçmedi? (işgalci İsrail’in savaşta 21 doktor, 556 çocuk ve 47 ambulansı vurmasını kast ederek) Şayet İsrail’in 2014 yılında yaptığını Filistinliler yapsaydı acaba dünya ne yapacaktı?”

Uluslararası camianın çifte standardını da eleştiren Gilbert, İsrail’in 556’sı çocuk ve 200’ü kadın 2200 insanı öldürdüğü halde hâlâ Amerika ve uluslararası camianın koruması altında tutulmaya devam edildiğini söyledi.

Eleştirilerine devam Gilbert sözlerini şöyle sürdürdü:

“Büyük devletler İsrail’e Filistin’i işgal etme hakkı mı verdi? Bu devletler Filistinlilerin işgale karşı koyma hakkını neden engelliyor? Siyonistlerin Gazze ve Batı Yaka’da işlediği zulümleri destekleyen Washington dünyanın dört bir yanında bulunan 9 milyon Filistinlinin vatanlarına dönme hakkını görmezlikten geliyor.”

Arapların daha çok Filistin’e sahip çıkmalarını isteyen Norveçli Doktor “Araplar Amerika’nın skandala varan çifte standardını görüyor. Mesela Washington Ukrayna’yı destekliyor. Çünkü Rusya’ya karşı çıkarları var. Buna karşı zalim olan İsrail’i de destekliyor. Washington ekonomik, siyasi, askeri ve silah politikasını insani ve kanuni geleneklere tercih ediyor. Bu bile kanaatimce Arapların öfkesini alevlendirmeye yeterli olmalıdır” dedi.

Avrupa Birliği ile sömürge tarihleri olan zengin devletlerin İsrail’in işlediği cinayetlere karşı gözlerini kapattıklarını söyleyen Gilbert, bunların işgal hükümetini cezalandırmak için hiçbir şekilde harekete geçmediklerini ve bir şey yapmadıklarını ifade etti.

Son olarak şu tarihi mesajını verdi:

“İki milyon Gazzeli insana hayat hakkının tanınması gerekir. Aynı şekilde Suriye, Libya ve Irak’takilere de… Dünyadaki iyi insanların, yurdundan olmuş perişan insanların yanında tavır almaları gerekir. Sorumluluğumuz bize, dünyada zorda kalmış insanlığı koruma görevini veriyor. Adil davalara yardım etme konusunda ilkelerimizden vazgeçersek tarih bizi dışlayacaktır. Sorumluluk makamında olan ülkelerin geçici çıkarları için insanlıklarından vazgeçmeleri ayıp ve insanlık dışı bir durumdur.”