Mısır Dışişleri bakanlığı sözcüsü Ahmed Ebu Zeyd, Sina bölgesinin Mısır topraklarının bir parçası olduğunu ve şimdiye kadar Mısır yetkilileri ile yabancı taraflar arasında bu konuda her hangi bir görüşmenin yapılmadığını bildirdi.
Batı Şeria ve Kudüs bölgesinin tamamını işgal etmeye çalışan siyonist İsrail’in yeni bir plan hazırlığında olduğu belirtiliyor. İsrailli bakan, daha önce Filistinliler tarafından reddedilen ‘Sina ve Gazze’ bölgesinde Filistin devleti kurma planını Netanyahu’nun tekrar gündeme getireceğini açıklamıştı.
İşgal rejimi İsrail, uluslararası toplum tarafından uzun süredir reddedilen “Sina ve Gazze’de Filistin devleti” fikrini yeniden masaya sürmeye çalışıyor. İsrailli Bakan Ayoub Kara, Netanyahu ve Trump’ın Gazze ve Sina’da Filistin devleti kurulması için görüşeceklerini açıkladı. Filistin tarafı, uzun zamandır Sina ve Gazze’de kurulacak Filistin Devleti’ne karşı çıkıyor. Yetkililere göre, bu planın kabul edilmesi Batı Şeria ve Kudüs’teki İsrail işgalini meşrulaştıracak.
Times Of İsrael’in haberine göre, İsrailli Bakan Ayoub Kara, Gazze ve Sina merkezli Filistin Devleti’nin kurulmasıyla ilgili planın yeniden masaya yatırılacağını açıkladı. Trump ve Netanyahu arasında gerçekleştirilecek bu plana Sisi yönetiminin de destek vereceği belirtiliyor.
Siyonist rejim başbakanı Netanyahu’nun Amerika ziyareti ardından Filistinliler için yeni vatan meselesinin tekrar gündeme getirilmesi, Filistinlilere karşı Amerika-İsrail ortak komplosunun tekrar devrede olduğunu gösteriyor. Bu komplo öyle bir ortamda gündeme getirtilmektedir ki siyonist İsrail rejimi Ürdün Nehri Batı yakasını da işgal ederek işgal altındaki Filistin topraklarına ilhak etmeye çalışıyor.
Bilindiği gibi siyonist rejim mümkün olan her yolla Filistin toprakları üzerinde bağımsız Filistin devletinin kurulmasına engel olmaya çalışıyor. Nitekim batılı devletler de bu konuda İsrail’e destek vermek suretiyle, özellikle kendi öz vatanlarından uzaklarda sığınmacı olarak yaşayan Filistinlilerin kendi vatanlarına geri dönmelerine karşı çıkmak ve bulundukları ülkelerin vatandaşı olarak kendi varlıklarını sürdürmelerine olanak sağlamak suretiyle işgal altındaki topraklarda Siyonist rejimin komplolarını hayata geçirmesi yönünde gerekli alt yapıyı oluşturmaya ve kendilerinin de bunda bir katkılarının olmasına çalışıyorlar.
Böyle bir ortamda işgal rejimi İsrail, Filistinliler için alternatif vatan meselesini tekrar gündeme getirerek, Filistinlilerin tamamen kendi ana vatanlarından dışarı atılması için gerekli ortamı oluşturmaya ve Filistin topraklarının tamamını kendi kontrolü altına almakla da Filistinli mültecilerin artık kendi vatanlarına geri dönmeleri konusunu tam olarak etkisiz bırakmak istemektedir.
Oysa BM güvenlik Konseyin 194 sayılı kararnamesi açık bir şekilde Filistinli mültecilerin kendi öz vatanlarına geri dönmeleri hakkını vurgulamış ve hatta onlara tazminat ödenmesi gerektiğini de bir hak olark ilan etmiştir. Hatta BM Genel Kurulu da defalarca kararnameler yayınlayarak, kendi kaderini bizzat kendisinin belirlemesinin Filistin halkının en doğal ve kesin hakkı olduğunu bildirmiştir.
Bu arada siyonist İsrail rejimi sürekli olarak yeni komplo teorileri ile uluslararası alanda bir takım teklifler gündeme getirtmek suretiyle Filistin topraklarına tam sulta hakkına sahip olduğunu ve Yahudi devletinin dünya tarafından kabul edilmesi gerektiği hedefini takip etmektedir. Bunun için de işgal rejimi, Filistinliler için alternatif devlet meselesini de uluslararası çevrelerde ciddiyetle takip ederek, dünya kamu oyunu, Filistinlilerin Mısır veya Ürdün’e yerleştirilebilecekleri konusunda ikna etmeye çalışıyor.
Siyonist İsrail rejimi ayrıca muhtelif komplo ve basıkları hayata geçirmek suretiyle Filistinlileri ve dünya kamu oyunu, BM kararnamelerinin icra edilmesi yönündeki talep ve girişimlerine engel olmaya çalışmakta.
Ancak Filistin halkı ve direnişi siyonistlerin tüm bu girişimlerini etkisiz bırakarak, kendi vatanlarını işgalden kurtarma konusunda ne kadar kararlı olduklarını işgal rejimi karşısında sürdürdükleri mücadeleyle ortaya koymuş bulunuyorlar.
Bu arada Tahran’da yapılacak olan Filistin’i himaye amaçlı konferans ve bu konferansa dünyadan çok geniş bir katılımın olması da işgal rejimi ve yandaşlarının Filistin üzerindeki komplolarını etkisiz bırakan önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmıştır.
“Uluslararası Filistin İntifadasına Destek” konferansı dünyanın 80 ülkesinden 700’ü aşkın delegenin katılmasıyla bu ay 21 ve 22 Şubat tarihlerinde çalışmasına başlayacak.
Bu konferansa ülkelerin meclis başkanları, meclis başkan vekilleri, ülkelerin meclislerinin güvenlik ve dış siyaset komisyonları başkanları ve üyeleri, seçkin direniş şahsiyetleri, STK’lar ve Filistin yandaşı örgütlerin yetkilileri katılacak.