İsrail, Sudan’a 5 Milyon Dolarlık Un Gönderiyor

“Üç Hayır’ın Başkenti” olarak bilinen Hartum’da darbe sonrası gerçekleştirilen bir uzlaşma ile iktidara geçen Geçiş Yönetimi’nin işgalci siyonist rejimle ilişkileri normalleştirmeyi kabullenmesine karşılık işgal rejimi de bu ülkenin çuvallarını doldurmaya başlayacağını açıkladı. Fakat verdiği de uluslararası boyutta ele alındığında dilenciye verilecek miktarda bir şey. Böylece işgal rejimi kendisiyle ilişki içine girmek isteyen Arap ülkelerinin ne kadar zillete düştüklerini de dünyaya göstermiş oluyor. Onları çuvalıyla kendisinden un isteyen zavallı durumuna düşürüyor. Öte yandan Sudan’daki işbirlikçi hükümetin ise adını ABD’nin terör listesinden çıkarmak için 335 milyon dolar tazminat ödediğini de dikkatten uzak tutmamak gerekiyor.

İşgal rejiminin başbakanı Benyamin Netanyahu, Sudan’a 5 milyon dolarlık un göndereceğini açıkladı. Netanyahu yaptığı açıklamada; “Sudan ile sıcak bir barış yapıldığının farkındayız ve yeni dostlarımıza hemen sıcağı sıcağına 5 milyon dolar değerinde buğday unu göndereceğiz.” dedi.

Netanyahu aynı zamanda ABD ile birlikte Sudan’daki geçiş sürecini destekleyeceğini söyledi.

Bu arada İsrail Enerji Bakanı Yuval Steinitz de Hartum’la ilişkilerin normalleştirilmesi kararından duyduğu memnuniyeti dile getirerek; “Sudan’la barış anlaşması büyük bir başarıdır. Başbakan bunu arzuluyordu ve bunu başarmak için birkaç yıldan beridir çalışıyordu.” dedi.

Steinitz, siyonistlere ait Yediot Aharanoot gazetesinin web sitesine yaptığı açıklamada; “Bu arada müsaade edin de Sudan’ın İsrail karşıtı savaşlara yardım ettiğini, İran’dan Gazze’ye silah kaçırılması işine yardımcı olduğunu da unutmayalım” ifadesini kullandı.

Netanyahu’ya yakın bir kişi olarak bilinen Steinitz Sudan’ın düşman dairesinden çıkarılıp normalleşmeye geçirilmesinin büyük bir başarı olduğunu vurguladı.

Sudan’daki muhtelif partiler ve ileri gelen şahsiyetler, Geçiş Konseyi’nin başkanı Abdülfettah El-Burhan ile Başbakan Abdullah Hamduk’un konuyu meclise sunmadan tamamen kendi kişisel kararlarıyla siyonist işgal rejimiyle ilişkileri normalleştirmeyi kabul ettiklerine dikkat çektiler.