Heniyye, söz konusu iki yolu “çözüm sürecine son vermek” ve “işgal rejimiyle ilişkileri normalleştirmenin her türlü şeklini durdurmak” olarak özetledi.
Heniyye, işgal rejimi parlamentosu Knesset’in “Birleşik Kudüs” yasa tasarısını kabul etmesi üzerine dün akşam (2 Ocak Salı) konuyla ilgili yaptığı açıklamasında, işgal rejiminin stratejisine karşı koymak için Amerika’nın ve İsrail’in kararlarını boşa çıkaracak kapsamlı bir mücadele stratejisi benimsenmesi gerektiğine işaret etti.
Milli kurtuluş projesi olarak Filistin davasına yeniden itibar kazandırmaya çalıştıklarını kaydeden Heniyye, içeride halk intifadasına dayanan çabalarının dışarıda da Filistinliler tarafından bulundukları ülkelerde desteklenmesine ek olarak Filistinli, Arap ve İslami ortak bir program gerçekleştirilmesi üzerine kurulu olduğunu ifade etti.
Benimsenmesi gereken stratejinin hedefini “Filistin halkının haklarını destekleyen ve ABD’nin politikalarından zarar gören uluslararası çevrelerle koordineli bir şekilde Amerika’nın ve İsrail’in kararlarını iptal etmek ve izlerini silmek” olarak açıklayan Heniyye, bunun iki siyasi çizgide ilerlemeyi gerektirdiğini bildirdi.
Heniyye, çözüm sürecinin tamamen sona erdiğini ilan etme ve işgal rejimiyle ilişkilerin normalleşmesi anlamına gelecek her şeyi bırakma çağrısında bulunarak, “İşgal rejimi ahmaklıklarının ve kararlarının bedelini ödemeli” dedi.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ü işgal rejiminin başkenti ilan etmesinin ardından işgal rejimi liderlerinin Kudüs ile ilgili planlarını hayata geçirme yolunun açıldığını düşündüklerini kaydeden Heniyye, “Kudüs savaşı henüz bitmedi” diyerek, Kudüs’ün kimliğine Likud Partisi’nin, Knesset’in ya da Amerikan yönetiminin karar veremeyeceğine dikkat çekti.