İngiltere kirli planını hayata geçirmek için bölgedeki bütün taraflarla anlaşmalar yaptı. Şerif Hüseyin’e mektuplar yazan İngiltere, Filistin’in Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Arapların kontrolünde olacağını söylüyordu.
Diğer yandan da bölgeyi bölüştürmek için Fransa ve Rusya ile Sykes-Picot Anlaşması’nı imzaladı. Anlaşmanın bir parçası olan Rusya, daha sonra Sovyetler Birliği’ni kuran Bolşevik ihtilaliyle anlaşmayı deşifre etti ve İngiliz silahının gücüyle işgal rejimini kuran Balfour’un açıklamalarını yayınladı.
2 Kasım 1917 tarihinde İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Arthur James Balfour’un, Rothschild’e gönderdiği bir mektupla filistin toprakları Yahudi işgaline açıldı.
100. yılını dolduran Balfour Deklarasyonuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Filistin’in Ankara Büyükelçisi Mustafa, “Bu deklarasyon, Filistin halkının daha önce ve şu anda yaşadığı bütün musibet ve trajedilerin sebebidir” dedi. Mustafa, söz konusu deklarasyonun siyasi bir açıklama olmaktan öte, “yüzyılın cinayet belgesi” olduğunu vurguladı.
İngiliz hükümetinin kabul ettiği ve ‘Filistin’de bir Yahudi devletinin kurulmasını amaçlayan ‘Balfour Deklarasyonu’nun kabul edilmesinin üzerinden tam 100 yıl geçti.
Bu deklarasyon, Siyonist İsrail devletinin kurulmasına giden süreçte en önemli kilometre taşı olarak görüldü. 2 Kasım 1917 yılında yayınlanan deklarasyon ile bir ümmetin geleceği çizildi. “Filistinlileri yok sayarak, topraklarında Yahudiler için bir vatan vaat eden” Balfour Deklarasyonu’nun üzerinden geçen 100 yılın ardından, Filistin halkı hâlâ bu mektubun yol açtığı zulümle mücadele ediyor.
Deklarasyonun ardından Filistinliler, bugüne kadar topraklarının yüzde 78’ini kaybetti, çoğunluğu mülteci durumuna düştü.