Rey el-Yevm Gazetesi şöyle yazdı: ‘Tel Aviv, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, İsrail ve ABD’nin Yemen’e karşı savaşındaki yenilgisini resmen ilan etti ve Washington’a karşı saldırı politikası izleyen ve teslim olmayı ve uzlaşıyı reddeden İran’ın zaferini vurguladı.
Siyonistlerin askeri konulardaki analistlerinden Amos Harel, yetkili güvenlik ve siyasi kaynaklardan naklen Haaretz Gazetesinde şunları yazdı:
“İsrail yıllar önce bireysel terörizmle karşı karşıya kaldı ama teşkilatlanmış bir terörizm hala yerinde durmaktadır, Hamas Hareketi, Batı Şeria’da Siyonistlere karşı terör eylemleri gerçekleştirmek için Filistinli savaşçı cezbetme konusunda zorluklarla karşı karşıya olsa da buna rağmen başka bir tehdidin gölgesi İsrail’in omuzlarına ağırlık yapmaktadır ve bu da Amerika Birleşik Devletleri’nin Fars Körfezi’nde İran’dan aldığı darbeden kaynaklanmaktadır.
ABD’nin Körfez’deki denizciliği desteklemek için oluşturmayı ümit ettiği koalisyonda gerçek ve tehlikeli boşluklar ortaya çıktı. ABD’nin Trump yönetimindeki açık politikasından bahsedecek olursak şunu söylemeliyiz ki, Amerika Başkanı, İran konusunda açık, doğru ve gerçekçi bir politika vurguladı ve Nükleer Anlaşmanın imzalanmasını ağır ve sert bir şekilde eleştirdikten sonra 2018 yılı Mayıs ayında Nükleer Anlaşmadan çıktı ve İran’a karşı ekonomik yaptırımlarını arttırmak için yoluna devam etti ve bu, üst düzey İsrail kaynakları tarafından vurgulanan bir noktadır.
Donald Trump’a göre İran İslam Cumhuriyeti’ne karşı yapılan eylemlerin amacı, Tahran’ı müzakere masasına geri oturtmak ve 2015 yılındakinden tamamen farklı yeni bir nükleer anlaşma dayatmaktı. Ancak, Tel Aviv’de üst düzey kaynaklar, İran’daki karar mercilerinin Amerika’nın tehdit ve baskılarına teslim olmadığını, aksine İran’ın saldırı politikası benimsediğini ve bu politikanın etkisinin bazen, Amerika’nın menfaatlerine ve bazen de petrol kaynaklarına saldırı şeklinde doğrudan kendini gösterebileceğini vurguladı.“
Yukarda bahsedilen konulara ek olarak, Tel Aviv’in güvenlik ve siyasi kaynakları Haaretz Gazetsine şunları söyledi: ‘ABD’nin Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton gibi ABD Başkanı Donald Trump’a yakın olan kişilerin, ABD’nin Tahran’daki rejimi değiştirmeye çalışmasını istemesine rağmen ki, bu kapsamlı bir savaş çıkmasına neden olabilecek bir konudur, şimdiye kadar Trump böyle bir politika benimsenmesine karşı çıktı. İran’ın geçen ay İran hava sahasına sızan gelişmiş bir ABD casus uçağını düşürme eyleminin ardından Trump, İran’a askeri bir saldırıda bulunmaktan kaçınmaktadır.’
Rey el-Yevm Gazetesi haberin devamında şunları yazdı:
“Yukarıda belirtilenlere ek olarak, Haaretz Gazetesi’nin ifadesine göre, İsrailli üst düzey kaynaklar, Amerika’nın İran’la ilgili bütün konularda benimsediği geri durma politikasının ve Amerika’nın Arabistan ve BAE’nin yanında on binlerce kişinin ölümüne neden olan ve kendileri için de hiçbir fayda sağlamayan Yemen’e karşı savaşa girmesinin, Körfez Arap ülkelerini İran karşısındaki politikalarını değiştirmeye ve politikalarını yeniden değerlendirmeye ve gözden geçirmeye mecbur bıraktığını belirtti.
Bu kaynaklar, İran ve Birleşik Arap Emirlikleri arasında BAE askeri komutanının Tahran’a ziyareti sırasında kıyıların güvenliği ve korunması hakkında imzalanan anlaşma gibi bu stratejik kaymanın önceki belirtilerine değindi ama İsrail kaynakları, bu çerçevedeki daha önemli gelişmenin, Birleşik Arap Emirlikleri’nin Yemen savaşına katılımını azaltma hatta tamamen durdurma kararı alması olduğunu söylüyorlar.”
Bu kaynaklar, Yemen savaşındaki gelişmelerde çok önemli bir noktaya değinerek, Birleşik Arap Emirlikler’nin katılımı olmadan, Suudi Arabistan’ın Ensarullah Hareketi karşısında yenileceğini, Ensarullah’ın askeri olarak Yemen’in kuzeyine odaklanmasının devam edeceğini vurguladılar. Bu haberler İsrail için mutluluk verici değildir, aksine, Tel Aviv’de bahsedilen kaynaklar, Husilerin silah kaçakçılığı yollarına hakimiyetinin, Gazze Şeridi’nde Hamas’a gelişmiş silahlar göndermek için İran’a kapıları açacağını ve, Mündip Boğazındaki İsrail ordusuna bağlı gemilerin faaliyetlerini askıya alması için İranlıların Ensarullah’tan yararlanabileceğini söylediler.
Haaretz Gazetesindeki uzmanlar özetle şu şekilde bir sonuca varıyorlar: Birleşik Arap Emirlikleri Yemen’de savaş meydanını terk edecektir. Suudi Arabistan’ın çabaları başarısız olmuştur ve Yemen birkaç parçaya bölünmüş, her şeyini kaybetmiştir ve İran da kendi adına büyük bir zafere imza atmıştır. Bu haber, İran’a karşı savaşın zor olduğunu hesaplamayan özellikle Trump ve Netanyahu olmak üzere düşman koalisyonu için çok kötüdür, Zamanla, bu savaşın çok karmaşık olduğu ve onları bir yenilginin beklediği ortaya çıkmıştır ve gelecekle ilgili her konuda bir karamsarlık mevcuttur.