Suriye’de düşen F-16 uçağına dair tek bir kare yayınlamayan İsrail ordusunun, düşmanlarına karşı kurmaya çalıştığı “askeri üstünlük” algısının başarısız olmasından endişe duyduğu ifade ediliyor.
Siyonsit İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth konuyla ilgili haberinde 1982’deki İsrail-Lübnan savaşından bu yana ilk kez bir İsrail savaş uçağının düşürüldüğünü yazdı.
“İsrail Caydırıcı Gücü Yok Oluyor”
Askeri analist, emekli Tuğgeneral Vasıf Ureykat, “İsrail’in düşürülen uçağını görmezden gelmesi, “caydırıcılık” teorisiyle ilgili.” değerlendirmesinde bulundu.
İsrail’in, her zaman “caydırıcı” olduğunu belirttiği gücüyle övündüğünü ve hava gücünün “nitelikli üstünlüğünden” söz ettiğini belirten Ureykat, şunları söyledi:
“İsrail ayrıca uçaklarının herhangi bir cezai karşılığı olmadan istediği her yere ulaşabileceğini iddia ediyordu. İsrail yenik düştüğünde tehditlerinin de içi boş oluyor. F-16 uçağının düşürülmesiyle İsrail caydırıcı gücünü kaybediyor. Bu durum ülkenin iç durumunu da etkiliyor. İsrail, başarı elde ettiği zaman kendi içinde birlik sağlıyor ancak herhangi bir zayıflık gösterdiğinde iç ayrışma yaşıyor.”
F-16’nın düşürülmesinin, eski tip bir füzeyle vurulması açısından da büyük bir olay olduğunu dile getiren Ureykat, “Denklem bozuldu. İsrail’in caydırıcılık gücünün eskisi gibi olduğuna iç cepheyi inandırmak zorlaştı.” ifadelerini kullandı.
Ureykat, İsrail’in yaşananların ardından, zayıf olduğu için gerginliği tırmandırmak istemediğini ancak güçlü hissettiğinde bu tırmandırmayı yapacağını vurguladı.
İsrail’in son zamanlarda bölgedeki hiçbir ülkenin sahip olmadığı ABD yapımı F-35 tipi savaş uçakları satın aldığı belirtiliyor.
“İranlıların Duyguları Güçlendi”
Yedioth Ahronoth’ta kaleme aldığı yazıda söz konusu gelişmeleri değerlendiren askeri analist Alex Fishman da F-16 uçağının düşürülmesinin, Suriyelilere, özellikle de İranlılara karşı gerçekleştirilmesi gereken siyasi-caydırıcı başarıyı erittiği değerlendirmesinde bulundu.
Fishman “Bu gibi olaylar nedeniyle İranlıların İsrail’in tehditlerini görmezden gelmenin ve Tel Aviv yönetimini çıkmaza sokmanın mümkün olduğu yönündeki duyguları güçlendi. Halbuki bu olayın İranlıları bölgedeki gelecekleri hakkında düşünmek zorunda bırakması gerekiyordu.” ifadesini kullandı.