İsrael Hayom gazetesi muhabiri Dean Shmuel Elmas, Azerbaycan-İran sınırını gezdikten sonra 21 Nisan’da kaleme aldığı yazısında, hep perde arkasında kalan bazı gerçekleri ifade etti.
Dean Shmuel Elmas’ın yazısının özeti şu şekilde:
‘Azerbaycan 2020 Karabağ savaşında İran ile arasındaki dağlık sınırı 310 milden 373 mile çıkardı. Azerbaycan ile İsrail arasındaki güçlü istihbarat işbirliği göz önünde bulundurulduğunda Tahran’ın endişelenmesi şaşırtıcı değil.
İsrail-Azerbaycan Yakınlaşması, İran’ı Rahatsız Ediyor
İran ve Azerbaycan sınırındaki manzara çok güzel. Yabancı haber ajanslarına göre, bu yeşil ve el değmemiş tepeler Mossad aracılığıyla gerçekleştirilen geniş çaplı istihbarat toplama faaliyetlerini gizliyor.
Salı günü sınırın iki noktasını gezdim: Birinci nokta Fuzuli’de ikinci nokta ise Zengilan’daydı. İki bölge de, Azerbaycan’ın İran ile sınırını 500 km den 600 km ye genişlettiği 2020 Dağlık Karabağ savaşında kurtarıldı ve İran’ın gözetlemek zorunda kaldığı sınır daha da uzadı.
Diplomatik düzeyde İran’ın Bakü de Azerbaycan’ın da Tahran’da büyükelçisi olduğu halde, İsrail-Mossad yetkili ve ajanlarının Azerbaycan’daki rahat faaliyetleri nedeniyle, İran Azerbaycan ile geniş sınırını ciddi bir güvenlik sorunu olarak görüyor. İran, Azerbaycan’ın İsrail ile giderek artan işbirliğini bir ihanet ve tehdit olarak görüyor.
Azerbaycan’a Türkiye ve İsrail Silah Gönderdi
Bakü, İsrail’den yapılan büyük silah sevkiyatlarının yardımıyla, yani “Harop” intihar dronesi ve “Bayraktar” gibi Türkiye tarafından sağlanan diğer silahlar ile Ermenistan’a karşı mücadele etti ve şimdi İran sınırına bir kaç kilometre mesafedeki Zengilan’da ganimet olarak kalan askeri araçlardan oluşan bir askeri müze yapıyor.
Gazetecilerin sınırda hareket etme ve fotoğraf çekme özgürlüğüne rağmen İran tarafının tehditlerinden dolayı silahlı polisler bana eşlik etti. (Not: Bu muhabir, İran sınırında fotoğraf çekerek esasında bir nevi ajanlık görevi ifa ettiğini de itiraf etmiş oluyor)
Belki de benim güvenliğimle ilgili endişeleri, İran’ın gözünde bir diken olan Azerbaycan-İsrail istihbarat işbirliği ile ilgiliydi. Son zamanlarda İran, İsrail’i Natanz’daki nükleer tesislere saldırı düzenlemekle itham etmişti.
Tahran yönetimi, Natanz çalışanlarının saldırının gerçekleşmesinden sorumlu tuttuğu Rıza Kerimi’nin saldırıdan önce ülkeyi terk ettiğini iddia etti.
Azerbaycan, Türkiye ve İsrail Bayrakları Birlikte Sallandı
Buna ilaveten tüm istihbarat çalışmaları Mossad’ın hırsızlıkla İran’ın kalbi olan nükleer arşivinden çaldığı belgeler dahil, diğer bazı ülkelerin ciddi ölçüde yardımları olmadan yapılmadı. (NOT: İran’a karşı İsrail’e yardım eden Müslüman ülkelerin ismini vermekten kaçınıyor.)
Kesin olan şu ki; Azerbaycan, Karabağ savaşı zafer kutlamalarında İsrail bayrakları sallayan tek ülkedir. Ayrıca, İsrail bayraklarını, Türkiye ve Pakistan’da da görmek mümkün.
Azerbaycan ordu yetkililerinden biri Türkiye ve İsrail ile olan kuvvetli ilişkilere binaen şöyle söylemişti: “Türkiye ve İsrail arasında kurulan bağ, Azerbaycan’ın da menfaatine olacaktır.”
Türkiye-Azerbaycan-İsrail İttifakı, İran’a Ölümcül Darbe Olur
Eğer böyle üçlü bir ittifak, Ankara’da, İsrail ile ilişkilerin Filistinlilerden ayrı tutulması gerektiği algısı oluşturursa, İran’a ölümcül bir darbe indirmiş olacaktır ve bu da, iki Müslüman komşunun İsrail bağlantılı savaşına sebep olacaktır.
Tüm bunlarla birlikte, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz haftalarda şu itirafta bulunmuştu: “İsrail ile istihbarat ilişkilerimiz devam etmektedir.”