Siyonist işgal güçlerinin özel birliklerle Cenin şehrinde düzenlediği hava destekli operasyonda çıkan yoğun çatışmaların ardından bir direnişçi şehit olurken, işgal güçleri direnişçilere ait üç evi yerle bir etti.
Siyonist işgal güçlerinin hedefindeki isim 2002 tarihinde Cenin’de işgal güçleri tarafından şehit edilen El-Kassam Tugayları komutanı Nasr Cerrar’ın oğlu Ahmed Cerrar’dı.
Ahmet operasyonu daha önce sezdiğinden bölgeden ayrılmış ve saldırıdan kurtulmuştu.
Ahmed’in babası Nasr Cerrar ise 2002 yılında Cenin’deki savaşın komutanlarındandı. Nasr Et-Tayyar olarak bilinen Nasr Cerrar, uzun geçen cihad hayatında düşmanı acıtacak eylemler yapmıştı.
El-Kar’avi, Facebook hesabında Nasr Cerrar ile ilgili bir anısını paylaştı ve şöyle dedi:
“Uzun süre sorguda kaldıktan sonra idari cezayla konulduğu Mecdu zindanında karşılaştık. O zaman idari cezalar yılda bir kez ve bir yıllığına uzatılıyordu. Cerrar’ın geçirdiği sorgu süresi oldukça uzundu. Siyonist iç istihbarat birimi Şabak ondan bir şey alamamıştı. Bu, onun hakkında daha fazla idari ceza verilmesine neden olmuştu.”
El-Kar’avi daha sonra şöyle dedi:
“Allah rahmet etsin, bana şöyle demişti. Bir defasında kendisini uzun süre tek kişilik hücreye koydular. Tek başına kalırken, yanına daha önce tanımadığı bir kişiyi gönderdiler. Kırk gün boyunca onun yanında kaldı ve birlikte yaşadı.
Bu şartlarda doğal olarak aralarında ilişki gelişti ve muhabbet oluştu. Allah rahmet etsin, şöyle devam etti: Namazda bana namaz kıldırması için onu öne alıyordum, ancak o zaman zaman ısrarla beni öne itiyordu. Aramızda konuşmalar oluyordu ve birçok konuyu ele alırdık.”
El-Kar’avi’nin aktardığına göre Nasr Cerrar anısını anlatmayı şöyle sürdürdü:
“Kırk gün sonra zindanın kapısı açıldı, gelen polisler bu adamdan yanımdan çıkmasını istediler. Onu alıp götürdüler. Sonra kapıyı üzerime kapatıp beni yalnız bıraktılar. Çok geçmeden polis geldi, kapıyı aralayıp hazırlanmamı istedi. Ardından kapıyı açıp beni üst tarafa, sorgu merkezine götürdü.
Bana eşlik eden polis kelepçeleri çözüp başıma konulan çuvalı da kaldırdı. Sonra ne göreyim. Kırk gün benimle tek kişilik hücrede kalan adam Şabak’ta sorgucu Siyonist subay olmasın. Soruşturma odasında masanın arkasında beni bekliyordu.”
“Beni görünce tebessüm eden Siyonist subay, “Ey Şeyh, beni mazur gör! İtiraf edeyim ki seninle kaldığım süre içinde senden itiraf mahiyetinde bir tek kelime duymadım. Senin direndiğini, ancak bununla birlikte zarar ettiğini söylemek durumundayım!
Senin evine değil de idari cezayı çekmek üzere zindana gideceğini sana söylemekten üzüntü duyuyorum. Allah rahmet etsin. Bu şekilde beş yıl zindanda kaldı. Sabırlı, az şikayet eden ve sevabını Allah’tan bekleyen biriydi.”