Bundan 37 yıl önce Filistinli Müslümanların yaşadığı Sabra ve Şatilla mülteci kampını basan katil İsrail ordusu destekli Siyonistler; çocuk, kadın ve yaşlı demeden binlerce Müslüman’ı vahşice katletmişti.
Filistinli Müslümanların yaşadığı Sabra ve Şatilla mülteci kampını basan işgalci İsrail ordusu destekli Siyonistler; çocuk, kadın ve yaşlı demeden binlerce Müslüman’ı vahşice katletmişti. Ariel Şaron önderliğindeki katliamda kundaktaki sabiler dahi şehit edilmişti. Geçen bunca yıla rağmen maalesef Ortadoğu’da değişen bir şey yok. Katiller yine katletmeye devam ediyor.
Tarih, yıllardır İslam coğrafyasının kalbine çıban gibi yerleşen Siyonistlerin Müslümanlara yaptığı katliamlarla dolu… Bundan tam 37 yıl önce azılı Siyonist kasaplar tarihin en acımasız katliamını gerçekleştirdi. Bugün Sabra ve Şatilla katliamının yıl dönümü…
Tarih 16 Eylül 1982… Siyonist İsrail Rejimi’nin katliamlarından en acımasızlarından biri… 37 yıl önce Siyonistler, İsrail ordusunun onayı ve gözetimi altında Batı Beyrut’ta Sabra ve Şatilla adındaki Filistin mülteci kamplarını basarak çocuklar dahil binlerce (2000 ile 3500 arasında) Müslümanı katletti. Katliamın planlayıcısı ise İsrail Rejimi’nin eski başbakanlarından Siyonist kasap Ariel Şaron’du…
Katliamın ertesi sabahı, şehit edilen çoğu kadın, çocuk ve yaşlı savunmasız Müslümanların cesetleri, Sabra ve Şatilla’da üst üste yığıldı. Kamplarda, kundaktaki bebelerden ayakta zor duran yaşlılara varıncaya kadar tüm Müslümanlar vahşi bir şekilde katledildi.
Yeryüzünün kanser hücresi Siyonist İsrail kurulduğu günden beri Müslümanları katletmeye devam ediyor. Ama yaptığı katliamların en acımasız ve kahpece olanlardan birisi hiç kuşkusuz Sabra ve Şatilla katliamı oldu. Öyle ki katliam esnasında, Katil Ariel Şaron komutasındaki İsrail ordusu, “uluslararası sözleşme ile koruma altına alınmış” Sabra ve Şatilla kamplarını herhangi bir yere kaçmalarını önleyecek şekilde kuşatma altına alarak kamplardaki Filistinlilerin kaçmalarına dahi engel oldu.
Siyonistler, tarih boyunca yaptıkları hiçbir anlaşma şartlarını yerine getirmedi ve verdikleri sözlerde durmadı. Bunun en tipik örneğini Sabra ve Şatilla katliamında da görmek mümkün. Filistin Kurtuluş Örgütü’nün 18 Ağustos’ta kabul edilen ateşkes çerçevesinde Beyrut’taki kamplarda yaşayan Filistinli sivillerin güvenliğine dair Siyonist İsrail ve ABD’den teminat almış olmasına rağmen Şaron önderliğindeki Siyonistler, bu acımasız sivil katliamını gerçekleştirdi.
Gazeteci Robert Fisk, katliam yerinde gördüğü manzarayı, The Independent gazetesinde şu şekilde anlatıyor:
“18 Eylül 1982’de Sabra ve Şatilla kampında bulunanlar için Şaron, ardında şişmiş cesetler, tecavüz edilmiş, işkenceye uğramış ve sonra da katledilmiş kadınlar ve bebekler bırakan bir kasaptır. Olaydan 18 yıl sonra bugün bu caddelerde dolaşırken katliam manzaraları hala gözlerimin önünden gitmiş değil. Biraz ötede Sabra Camisi’ne giden yolda 90 yaşında, beyaz sakallı ve pijamalarıyla Nuri Bey’i görüyorum. Ölü bedeninin yanı başında yün başlığı ve bastonu duruyor. İlerideki dar sokakta yemek tencerelerinin yanında yatan iki kadın cesedi var. Cesedin birkaç metre ötesinde çürüdüğü için bedenleri morarmış, bir çöp gibi oraya fırlatılmış bebekler.”