Mescidi Aksa, İslam Aleminin kanayan yarası olan Filistin denilince en başta akla gelen mekanlardan biridir. En başta Beyt-i Makdis diye adlandırılan mâbedin ismi sonradan Mescid-i Aksa olmuştur. Mescid-i Aksa Müslüman’larca aynı zamanda Hristiyan ve Yahudiler için de kutsal kabul edilen en önemli mekânlardan biridir ve Müslümanların ilk kıblesidir.
“En uzak noktadaki mescit” anlamına gelen Mescid-i Aksa, pek çok peygamberin gelip geçtiği, epeyce bir kısmının da içerisinde metfun bulunduğu, miraç yolculuğunda Hz. Peygamberin uğradığı ve de Hicretten yaklaşık on yedi ay sonrasına kadar Müslümanlar’a kıble olan bir mekan olmasından dolayı Müslümanlar nezdinde ayrı bir değere sahip olan kutsal bir mekandır.
Kudüs’ün doğusundaki Eski Şehir bölgesinde yer alan Mescid-i Aksa, surlarla çevrili eski şehrin güney doğu köşesinin en uzak noktasına kadar uzanan, surla çevrili bölge içerisindeki alanın tamamını kapsar.
Bu alan yaklaşık 144 dönüm olup, Kubbet-üs-Sahra, Kıble Mescidi ve sayısı 200’e ulaşan birçok esere sahiplik eder.
İlk Kıble: Mescidi Aksa
Mescid-i Aksâ, hicretten on altı ay sonraya kadar Müslümanların kıblesi olarak kaldı. 638 (H.16) senesinde Ömer radıyallahü anh, Suriye seferinde, Şam’dan sonra Kudüs’e uğrayıp Mescid-i Aksâ’yı ziyaret etti. Uzun senedir kendi hâline terk edilen Mescid-i Aksâ’da biriken ve etrafı kirleten pislikleri temizletti. Ezan okutarak cemaatle namaz kıldırdı. Yahudilere mescide emniyetle girmek hakkını tanıdı. Hıristiyanlara da, Yahudileri aralarına sokmamalarını tavsiye etti. Kudüs’teki kiliselere dokunulmaması için emir verip, Hıristiyanlarla antlaşma yaptı.
Mescid-i Aksa küçük bir tepe üzerine inşa edilmiş olup, Kubbet-üs-Sahra’nın üzerine kurulduğu kaya bu tepenin en yüksek noktası olarak kabul edilir.
Mescid-i Aksa Kur’ân-ı Kerîm’de şu şekilde geçer: “Kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan (Mekke’den), kendisine bir kısım ayetlerimizi göstermek için, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya (Kudüs’e) götüren Allah’ın şânı ne yücedir. Doğrusu O, işitir ve görür.”
Peygamber Muhammed ise Mescid-i Aksa hakkında şöyle demiştir: “Yolculuk ancak şu üç Mescid’den birine olur: Benim şu mescidime (Mescid-i Nebevî), Mescid-i Haram’a ve Mescid-i Aksa’ya.”
Bu hadis etrafında Mescid-i Aksa, Mescid-i Nebevî ve Kâbe ile birlikte üç harem bölgesinden biri olarak kabul edildiği için “Harem-i Şerîf” adını da alır.
Yahudiler İçin Mescidi Aksa’nın Önemi
Mescid-i Aksa’yı Yahudiler de kutsal kabul etmekte ve bu bölgeye Süleyman’ın inşa ettiği Tapınağa nispetle Tapınak Tepesi adını vermektedirler.
Burayı Tapınak bölgesi olarak gördükleri için, birçok radikal Yahudi grup aynı bölgede yeniden Süleyman Tapınağını inşa etmek üzere kurumsal çabalar içerisine girmiştir.
Bu çabaların bir parçası olarak Siyonist İsrail, Mescid-i Aksa’nın altında, tapınağın kalıntılarını bulmayı amaçlayan arkeolojik kazılara girişmiştir.