İşgalci İsrail’in, Filistin’e yönelik zulmüne tepki göstermek amacıyla İsveç’ten Filistin’e yürüyerek giden İsveçli aktivist Benjamin Ladraa, “Yürüyüşüm sayesinde birçok kişi ile irtibat kurdum. Bunların İsrail devletine karşı olan tutumlarında değişikliklere, dönüşümlere yol açtım. İnsanlar değişik taleplerde bulunmaya ve bir şeylerin değiştirilmesinin gereğine inanmaya başladılar.” dedi.
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) İlahiyat Fakültesinde düzenlenen konferansa konuşmacı olarak katılan Ladraa, şu ana kadar 3 bin kilometre yol yürüdüğünü, hedefe yaklaşık 2 bin kilometre mesafe kaldığını anlattı.
İşgalci İsrail tarafından birçok Filistinli’nin evlerinden, yurtlarından sürüldüğünü, dükkanların kepenklerinin kapatıldığını vurgulayan Ladraa, “Gazze’de çok büyük insani dram, büyük bir felaket yaşanıyor. Etrafı 10 metre yüksekliğinde bir duvarla çevrili. Son 10 yıldır zaten Gazze’ye giriş ve çıkışlar kapalı. İnsanlar tabii bunu şiddetle protesto ediyorlar. Bu son protestolarda da 30 kişi katledildi.” diye konuştu.
Ladraa, İsrail’in rutin olarak Gazze’ye saldırılar düzenlediğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Ve bu saldırılarda beyaz fosfor kullanıyor. Bu, 800 derecede eriyebilecek özelliğe sahip. Vücudunuza temas ettiği anda da ondan kurtulma şansınız yok. Bu askeri hedefe yönelik bir saldırı değil, doğrudan sivillere yönelik bir saldırı olarak dikkat çekici. İsrail, bu kadar yoğun nüfusa sahip bir yere binlerce top bomba yağdırdı. Gazze’nin herhangi bir silahı, askeri gücü, denizciliği, hiçbir şeyi yok ama İsrail’in Birleşmiş Milletler (BM) tarafından da desteklenen askeri gücü olduğu biliniyor.”
“Aslında orada bir savaş yok. Orada tek taraflı F-16 uçaklarının bomba yağdırdığı bir manzara var. Bu bombardımanlar sonucunda kullanılan temiz suların yüzde 90’ı da şu anda kullanılamaz hale gelmiştir. Filistinliler, su ihtiyaçlarını kuyular kazarak gidermeye çalışıyorlar ama İsrailli bir şirket geldi, makinelerle yer altı sularını tüketti ve Gazzelileri susuzluğa mahkum etti. Günde birkaç saat elektrik verilebiliyor, ciddi anlamda sıkıntı yaşandığı görülüyor.”
İşgalci İsrail’in Filistin’e orantısız güç kullandığını, keyfi şekilde tutuklananların olduğunu aktaran Ladraa, çok büyük adaletsizlik yaşandığını dile getirdi.
Oradaki manzarayı kim görse kendisiyle aynı duyguları hissedeceğini ifade eden Ladraa, sözlerini şöyle tamamladı:
“Benim açımdan Filistin meselesi, dini bir mesele değildir, tamamen insani sorundur. Bu tamamen birlikte yaşayabilme sorunudur. Biz bu durumu nasıl değiştirebiliriz? Bunu sormamız gerekiyor. Çünkü bu durum daha fazla devam edemez. İşte bu amaçla yürümeye başladım ve bu yürüyüşümü devam ettiriyorum. Bu durum şunu gösteriyor ki, kitlesel hareketler birtakım değişimlere ve dönüşümlere yol açacaktır. Buna inanıyorum. Yürüyüşüm sayesinde birçok kişi ile irtibat kurdum. Bunların İsrail devletine karşı olan tutumlarında değişikliklere, dönüşümlere yol açtım. İnsanlar değişik taleplerde bulunmaya başladı ve bir şeylerin değiştirilmesinin gereğine inanmaya başladılar. Ben tek başıma bir şey yapamam. Her isteyen de bu harekete katılabilir.”