İsrail Kanal 7 Televizyonu internet sitesinin yazarı İtmar Tesur, Arabistan ile barış anlaşması imzalamanın mümkün olduğunu ancak barışın sağlanması için Suudiler tarafından şartların hazırlanmış olması gerektiğini belirtiyor.
Tesur şunları ifade etti: İsrail’in Suud ile barışmasının en önemli ve ilk şartı, Suudilerin Suriye, Lübnan ve Irak’ta yaşayan birkaç milyon Filistinli mültecinin Arabistan topraklarında yaşamalarına izin vererek böylelikle mülteci sorununu bir defada sonsuza kadar çözmeyi kabul etmesidir. Bu mesele şimdiye kadar İsrailliler ve Filistinliler arasında bir barış sağlanmasına engel oldu.
Tesur şu iddiada bulundu: İsrail ile Arabistan arasında barış gerçekleşirse bu, İsrail’in değil, Suudilerin yararına olur. Zira Suudiler de kendileriyle iyi bir barış anlaşmasının imzalanabilmesi için birkaç şartı kabul etmeliler.
Tesur, Siyonist makamlara, Arabistan’la barış anlaşması imzalansa dahi bunun çok da önemli bir gelişme olmayacağı için soğukkanlılıklarını muhafaza etmelerini tavsiye etti.
Arabi 21 haber ajansı Tesur’un şu açıklamalarını nakletti: Daha önce de 1979’da Mısır ve 1994’de de Ürdün’le barış anlaşması imzalandı, ancak gerçekleşen barış soğuk ve işlevsizdi. Bu anlaşmalar İsrail’in değil daha çok bu iki ülkenin liderlerinin faydasına oldu. Zira bu anlaşmayla kendi menfaatlerini temin edip Batıya yaklaştılar.
İsrailli bu uzman şöyle devam etti: Aslında Mısır ve Ürdün’ün İsrail’le barışı Siyonizm sempatizanlığı ya da Yahudi devletini kabul etmelerinden dolayı değildi aksine kendi menfaatleri içindi.
Siyonist uzman açıklamalarının devamında ise Arabistan ile barış imzalamak için şartlar belirleyerek şunları yazdı: İsrail’in bu barıştan elde edebileceği başarılar, Suudi şirketlerle masada ya da masa dışında imzaladığı tüm ticari ve ekonomik anlaşmaları icra aşamasına taşımak ve İsrail hava sınırlarından Asya’nın doğusuna uçuş için Arabistan hava sahasının açılmasıdır.
Tesur şunları da kaleme aldı: Bu, fazla abartılı bir istek değil zira bunun karşılığında Arabistan barış anlaşması ile İsrail’den daha fazla ayrıcalık alacak. Örneğin onlar yarımadada deniz suyunu arıtabilmek için İsrail teknolojisini kullanacaklar veya İsrail üzerinden Mekke ve Medine’ye gelecek olan Müslüman turistler için sınırları açık olacak. Ancak bu anlaşmanın ilk ve en önemli şartı Suudilerin Suriye, Lübnan ve Irak’ta yaşayan birkaç milyon Filistinli mülteciyi topraklarına yerleştirmeyi kabul ederek mülteci meselesini tek seferde sonsuza kadar çözmesidir. Bu mesele şimdiye kadar Filistinliler ve İsrailliler arasındaki barış anlaşmasının asıl engelidir.
Tesur bu noktada Kuzeyden Şii Irak ve güneyden Yemenli Şii Husiler ile komşu olan ve kendi içinde de 2011’de saltanata karşı ayaklanan Şii bir azınlığa sahip olan Suudi liderlere, kendi topraklarında Sünni Filistinli mülteciler için kuracağı kamplarla bu sorunun üstesinden gelmeyi öneriyor.
İsrail Kanal 7 Televizyonu uzmanı sonuç bölümünde şunları kaydetti: Gerçi bu senaryonun hayata geçirilmesi zordur ancak İsrail Suudi Arabistan ya da Ortadoğu’da bizimle diplomatik ilişkiler kurmak isteyen herhangi bir Arap ülkesi ile yapacağı muhtemel barış anlaşmasının ön şartı olarak bu talebin yerine getirilmesi konusunda ısrarcıdır. Aslında İsrail ile yapacakları işbirliği hatta ilişkileri normalleştirme çalışmaları iflas etmiş Arap ülkelerinin yararınadır. Bu yüzden İsrail acele etmemeli ve duvarın yanında bekleyerek İran, Arabistan ve Türkiye arasındaki savaşın gözlemcisi olmalıdır.