Geçen günlerde Tel-Aviv’e düşen ve Hamas tarafından üstlenilmeyen füze hakkında önemli iddialar ortaya atılıyor.
Siyonist Rejimin sözde radar-füze sistemi olan Demir Kubbe’yi aşarak hedefine ulaşan bu füze, İşgal topraklarının tamamının aynı saldırı kapasitesi altında olduğunu ortaya koydu.
Bu nedenle bu füze Siyonist İsrail açısından maddi ya da insani kayıptan çok daha önemli mesajlar içermekte.
Siyonist Rejim işgalindeki tüm bölgelerde yaşayan Yahudilere de, her dakika sizi sığınaklara gönderme gücüne sahip bir Direniş ile karşı karşı kalabilirsiniz mesajını bu füzeler iletmektedir.
Bu füzenin farklı yönlerinden birinin de yıkım gününün ve isabet kapasitesinin, eski füzelerden daha gelişmiş olmasıdır.
2012 Yılında suikasta uğrayan Ahmed El-Cabiri’nin adını taşına Cabiri-80 füzesi, Gazze’den fırlatılmış ve 120 km menzile ulaşabilmişti.
Bu füze Siyonist Netanyahu, Trump ve arkalarındaki Yahudi lobisinin, Golan Tepelerinin işgaline “meşruiyet” kazandırılması için düzenlenen kutlamaları mahvetti.
Bu füzenin ayrı bir kazanımı da sözde ABD barışı yerine, halkların direnişe olan güvenine güven katacak olmasıdır. Müslüman ya da Arap Rejimlerinin, Siyonist İsrail ile ilişki kurmak için sıraya girdiği bu süreçte, İslam Alemi açısından bu durum önemli bir kazanımdır.