Al Monitor İran’ın farklı alanlardaki bilimsel yükselişine işaret ederek şunları yazdı: İsrail’in bilimsel gelişimiyle ilgili Netanyahu’nun tüm iddialarına rağmen, İran’ın rakibi olamayacağı ortadadır.
Haberde şu ifadelere yer verildi:
İsrail başbakanı Netanyahu, İsrail parlamentosunun 15 Ekim’de düzenlenen yeni yasama dönemi açılışında, kendi görev dönemi ile ilgili konuştu. Konuşmasında, bu dönemi yükseliş, ekonomik gelişme, refah, emniyet ve kuruluş dönemi olarak nitelendirdi. İsrail parlamento temsilcilerine hitaben şöyle seslendi: “Biz tüm gücümüzle İran’ı geride bırakıyoruz!”
Amerikan dergisinin haberinde şunlar yer aldı:
En büyük veri tabanlarından Scopus web sitesi istatistikleri, İsrail’in bilimsel araştırma alanındaki bölgesel hakimiyetini İran’a kaptırdığını gösteriyor. İsrail ilk sıradan dördüncü sıraya düşmüş, Türkiye ve Suudi Arabistan’dan da geride kalmıştır. İran biyokimya, genetik ve moleküler biyolojide İsrail’i geride bırakmış ve listede üst sıraya çıkmıştır.
İsrail ise kimya mühendisliği alanındaki birinciliğini kaybederek beşinci sıraya kadar düşüş göstermiş, kimya ve bilişim teknolojileri alanında da dördüncü sırada yer alarak Katar ve İran’ı geçememiştir. İsrail, 1996- 2016 yılları arasında, bilimsel üretim küresel sıralamasında 17. sıradan 33.’ü sıraya düşmüştür. İran da bu listenin 16. sırasında yer almaktadır.
Diğer istatistikler ise bölgedeki stratejik güç dengesi ile ilgilidir. 2016 verilerine göre, İsrail’in teknoloji endüstrisi önümüzdeki on yılda 10 bin mühendis ve programcı açığı ile karşı karşıya kalacaktır. İsrail Teknoloji Ajansı, 2018’in Ocak ayında hükümete rapor sunarak, geçtiğimiz on yılda, teknoloji alanında Güney Kore, Finlandiya ve Almanya ile artan küresel rekabetten dolayı gelişim teknolojisi çalışanlarının yüzdesinin durakladığını bildirdi.
Haberde şu bilgilere de yer verildi: İsrail okuryazar nüfusu açısından, ekonomik gelişme ve işbirliğinde en iyi olan ülkelerden biri olma özelliğini de kaybetmektedir. Bu ülke, eğitimli genç nüfus oranının az olduğu sanayileşmiş ülkelerden birisidir. Öte yandan İran, kadınları bilimsel araştırmalar ve çalışmalar için teşvik ederken İsrail’in Kafar Saba şehrinde lise öğrencisi kızlar, biyoloji alanında öğrencilerin ilgisini artırmak için hazırlanan programa katılmaktan ve gelecekteki bilimsel çalışma yöntemleriyle ilgili programa davet edilmekten men edildiler. Bu program laik ve dinci okulların ortak çalışması idi. Kız çocuklarının zihin gücünün bilimden uzak tutulmasına ek olarak, geniş çaplı beyin göçleri de İsrail’in handikaplarından birisidir. İstatistik Genel İdaresi 2017 yılında sunduğu diğer bir raporda, eğitimlerini tamamladıktan sonra ülkeyi terk eden mezunların sayısının %38 artış göstererek ülkeye geri dönen İsraillilerin sayısını geçtiğini gözler önüne serdi.