Halid el-Bataş konuya ilişkin açıklamalarda bulundu: Kudüs Günü aslında Müslümanları Filistin meselesine dikkat çekmek ve birleştirici bir seçenek üzerine davettir. Bölgedeki değişiklikler ve çatışmalar Filistin meselesini unutturma ve önemsizleştirme çabalarıdır. Ama bu çabalar boşunadır istekleri gerçekleşmeyecektir.
Kudüs Günü ortak bakış açısının yakınlaşmasıdır. Bu bağlamda Şii ve Sünni olmak üzere çeşitli ülkelerde yürüyüşler düzenlenecektir. İmam Humeyni (r.a) bugünü Kudüs Günü olarak tayin ederek Müslümanlar arasında vahdetin oluşmasında büyük katkıda bulunmuştur.
Halid el-Bataş konuşmasının devamında, bu koşullarda maalesef bazı Arap rejimlerinin İsrail ile olan ilişkilerini normalleştirmesi Arap ve İslam ümmeti için büyük bir afettir. Bu rejimler kendi konumlarını korumak için bu eylemlere yöneldiler. Ama bu eylemler ile tüm İslami ve Arap değerlerini ayaklar altına aldılar.
Biz Siyonist rejim İsrail ile ilişkilerin normalleştirilmesini kınıyoruz. Arap rejimleri İsrail ile ilişkileri normalleştirerek bir şey elde edemiyor. Bu işten karlı çıkan tek ülke İsrail’dir. Bizlerde halkı bu eylemlere karşı bilinçlendirmeye çalışıyoruz.
İslami Cihad Sözcüsü Halid el-Bataş sözlerine şöyle devam etti: Bazı Araplar İsrail’in yerine İran’ı kendileri için düşman olarak görüyorlar. Ama biz onlara İran’ı kendileri için düşman olarak tayin etmelerinin Amerika ve batının istediği olduğunu söylüyoruz.
Zira bu nedenle Trump Arap ülkelerine daha çok silah satacaktır ve bu işten karlı çıkacaktır. Bu durumu Riyad’daki oturumda da gördük.
Bazıları İran’ı yıllar önce düşman olarak tanıtma girişiminde bulunmuşlardır ama çabalar başarısız olmuştur. Biz İran’ı düşman değil, İslami ve kardeş ülke olarak görüyoruz. Bizim asıl düşmanımız Siyonist rejim İsrail’dir.
İran Filistin’i desteklemek adına çok yardımda bulundu. Umarız diğer Arap ülkelerinde İran’ın izlediği bu yolu takip eder ve en azından İran’ın yaptığının yarısını hatta dörtte birini direnişi ve Filistin halkını destekleme noktasında kullanır.