Al-Mayadeen TV’de 31 Aralık gecesi yayımlanan programa canlı bağlantılarla katılan uzmanlar, Kasım Süleymani’nin Gazze’nin silahlandırılmasındaki rolü, Suriye’nin bu faaliyetlerdeki köprübaşı konumu, Arafat-Hamas ilişkileri gibi bir dizi önemli konuya ışık tutup dikkat çekici ayrıntılar verdiler.
Filistin İslami Cihad Hareketi Genel Sekreteri Ziyad Nahale, katıldığı programda “Gazze’ye ulaştırılan tüm klasik silahların ve uzun menzilli füzelerin Süleymani aracılığıyla yollandığını” belirtti. Nahale ayrıca “Hamas’ın Şam ile ilişkilerini düzeltmek istediğini” söyledi.
Ziyad Nahale “füze üretim planlarının Şam kırsalında denemeleri yapıldıktan sonra Esad’ın kararıyla Gazze’ye yollandığını” ve “General Süleymani’nin Gazze’ye onlarca gemi silah soktuğunu” kaydetti.
Yayına Şam’dan bağlanan Filistin Halk Kurtuluş Cephesi Başkan Yardımcısı General Ebu Ahmed Fuad da “Süleymani’nin kendilerine kurtuluş için tek seçeneğin silahlı mücadele olduğu” vurgusunu yaptığını ve “Süleymani’nin kendilerini mutlak surette destekleyerek füze üretme ve geliştirme deneyimini Gazze’ye aktardığını” söyledi.
FHKC lideri, Süleymani’nin ayrıca hangi ideolojik ve inançsal yönelimde olursa olsun tüm Direniş grupları için bu desteği sağladığını vurguladı.
Fuad ayrıca farklı Filistin direniş örgütlerinin ve Hizbullah’ın İran ve Suriye’de eğitim gördüklerini belirterek “Suriye tarihsel olarak direnişin ebesi, gelişim merkezidir ve bunu hiç kimse sorgulayamaz. Suriye, Filistin Devrimi’ne ve tüm direniş fraksiyonlarına açıktır” ifadelerini kullandı.
Ebu Ahmed Fuad “Filistin direniş örgütlerinin çoğunun Suriye’de eğitim kampları vardır” dedi ve “Mısır’ın eski istihbarat bakanı müteveffa Ömer Süleyman’ın İran ve Suriye’de eğitim almak için Gazze’den ayrılan örgütleri de görmezden geldiğini” ifade etti.
Eman Stratejik Araştırmalar Merkezi Koordinatörü analist Enis Nakkaş ise “Bazı Arap ülkeleriyle İsrail arasında gerçekliği çarpıtmak amacıyla yapılan şeytani bir ittifak var, Hayfa’yı 2006’da vuran füzeler Suriye’dendi. İki şehid, Süleymani ve Muğniye, Yasir Arafat’ı desteklemek için Karen A gemisini bizzat kendi gözetimlerinde silahla doldurup yolladılar” dedi.
Enis Nakkaş, “Başkan Arafat muhasara altındayken Direniş’ten bazı gençler kendisinden yardım istediğinde onları doğrudan Hizbullah’a yönlendiriyordu” dedi ve ekledi: “Suriye Cumhuriyet Muhafızlarının önemli bir bölümü Lübnan’a füze sevketmekle görevlendirilmişti ve 2006 Savaşı’nda da Suriyeli bu güçler aynı görevlerini sürdürdüler.”
Enis Nakkaş ayrıca Washington’un Katar üzerinden Tahran’a “İran’a saldırmak istemiyoruz ve bunu ispat için uçak gemimizi geri çekiyoruz” mesajı yolladığını da belirtti.
Programa Londra’dan bağlanan Raialyoum sitesinin baş editörü Abdelbari Atwan “Washington’un tüm bu askeri seferberliği Şehid Süleymani’nin intikamının çok büyük olacağını bildiği için yaptığını, Direniş Ekseni’nin uyumlu bir şekilde faaliyet yürüttüğünü ve son birleşik tatbikatın da füze üretim teknolojisinin Gazze’ye sokulduğunun ispatı olduğunu” söyledi.
Atwan ayrıca “Başkan Yasir Arafat’ın Hamas’a ve tüm direniş hareketlerine silah yolladığını, merhum General Fethi el-Bahriyye’nin Hizbullah ile Yasir Arafat arasında irtibat subayı olarak görev yaptığını ve Beyrut’un güneyini sık sık ziyaret ettiğini” ifşa etti.
Atwan “Suriye bu zamana kadar İsrail ile 5 kez savaştı ve Filistin davasına gelince ayrıntılara takılmaz. Hamas bir zamanlar Suriye başkentindeki ikinci devlet olarak tanımlanıyordu” dedi.
Atwan, Mısır’ın bu dönemde “Sudan ve Libya üzerinden Sina ve Gazze’ye sokulan silah sevkiyatına göz yumduğunu” da kaydetti.
Gazzeli yazar ve araştırmacı Hasan Lafi de “Tel Aviv, Hamas ile Şam arasındaki ilişkilerin eski durumuna dönmesinden çok büyük endişe duyuyor. Hamas da Şam ile ilişkileri geliştirmek ve ihtilaf sayfalarını kapatmak için olumlu adımlar atıyor” şeklinde konuştu.
Lafi “Bugün Elbu Kemal’de ve dün Gazze’de gördüğümüz sahneler bölgenin seçiminin Direniş yönünde olduğunu gösteriyor” dedi.
Hasan Lafi, “Tel Aviv’in silahların İran’dan Yemen’e, oradan Sudan ve Sina’ya, buradan da tüneller aracılığıyla Gazze’ye sokulduğunu doğruladığını” ve “resmi olmasa da Mısırlıların silahların Sina’dan Gazze’ye sokulmasını kolaylaştırdıklarını” belirtti.