Siyonist Rejim Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin yayınladığı raporda yer alan bilgiler şöyle: İranlılar direniş politikası ile ilgili olarak yaptıkları konuşmalarda Batı Şeria’yı askeri teçhizatla donatıp burayı İsrailliler için cehenneme çevirmeyi amaçladıklarını açıkça belirtmişlerdir. Bilindiği gibi Seyyid Ali Hamenei, Batı Şeria (Yaka)’nın silahlanmasına daha önce vurgu yapmıştı.
Konuyla ilgili Urşelim Stratejik Araştırmalar Merkezi ise şöyle yazdı: Kudüs Günü’nde İran halkının attığı sloganlarda şahit olduğumuz şey, hedefin savaşı Gazze’den Batı Şeria’ya çevirmek olduğuydu. Üstelik bu haykırış, ABD’nin İran’a uyguladığı ağır yaptırımlar söz konusu iken yükseldi.
Araştırma Merkezinin hazırladığı makalenin bir diğer kısmında ise şu iddialar yer aldı: Her ne kadar İran bu emeline tam anlamıyla ulaşamamış olsa da bu önemli hedeften vaz geçmeyecekleri ve bu hedefin önceliklerinin başında geldiği oldukça aşikardır. Tabii ki General Kasım Süleymani liderliğindeki Kudüs Ordusunun bitmek tükenmek bilmeyen yardımlarıyla…
Buna ek olarak 1997-2007 yılları arasında görev yapan Devrim Muhafızları Eski Komutanı Yahya Rahim Safevi’nin Ahvaz’daki konuşmasında, İran İslam Cumhuriyeti için en önemli öncelikli konuların başında Filistin’in silahlanmasının yer aldığını ve de alacağını ifade ettiğini ayrıca hatırlatmak gerekir .
Aynı şekilde Seyyid Ali Hamenei de 2014 yılında yaptığı konuşmada, tıpkı Gazze gibi Batı Şeria’nın da silahlanması gerektiğinin altını çizmişti. Ayrıca İsrail’in güvenlik dengesini bozmak için Filistin’in silahlanmasının devam edeceğini de vurgulamıştı.
Araştırma Merkezi İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin konuşmasına da yer vererek şu değerlendirmede bulundu: Hasan Ruhani son kabine oturumunda Filistinlileri, yapımı kendilerine ait olan yeterli nitelikteki füzelerden dolayı tebrik etti. Zira bugün, taş atma döneminden füze yapıp İsrail askeri araçlarını ve İsrail şehirlerini hedef almaya kadar gelişme göstermişlerdir. Son aylarda da şahit olduğumuz gibi Siyonist rejim liderleri Filistinlilerin füze yağmuru karşısında yenilgiye uğramış ve “Demir Kubbe” savunma sistemleri de bu kapsamlı saldırıyı engellemekte yetersiz kalmıştır. Gazze denkleminde her şey değişmiş ve füzeye karşı füze ile cevap verilmiştir.