Filistin İnsan Hakları Merkezi yaptığı açıklamada, “İsrail’in soruşturmayı kapatma kararı, işgal rejimindeki adalet mekanizmasının Filistinlilere adaletli yaklaşmadığını bir kez daha ortaya koydu. Buradaki adalet mekanizması işgalcinin işlediği cinayetleri kamufle etmekle uğraşıyor ve işlenen suçları sadece örtüyor. Aynı şekilde savaş suçu işleyenlere de koruma sağlıyor. Durum böyle olunca Uluslararası Ceza Mahkemesi savcısının işgalcinin Filistin halkına karşı işlediği cinayetler konusunda soruşturma açması gerekir” dedi.
Siyonist savcılık yayınladığı gerekçede “İsrail askeri savcısı İsrail’in savaşta ister top, ister tank ve ister havan veya hava saldırıları olsun bütün bunların İsrail kanunlarıyla uluslararası gereksinimlere göre olduğu kanaatine varmıştır. Bu konuda yapılan bir dizi saldırı, değerlendirmelerin ardından meşru ve açık askeri hedefler için yapılmıştır. Dolayısıyla saldırılarla meydana gelen kayıp, saldırıyla amaçlanan askeri hedeflerle kıyaslandığında abartılı sayılmaz” ifadesini kullandı.
Filistin İnsan Hakları Merkezi yayınladığı açıklamada insan hakları ve uluslararası soruşturmaların, gözlem ve araştırmaların işgalcinin iddialarını yalanladığını belirterek; “Yapılan soruşturmalar, araştırma ve incelemeler işgal güçlerinin intikam duygusuyla saldırdıklarını gösteriyor. Dört gün boyunca rastgele ve hedef gözetmeksizin Rafah’ın sivil ve meskun semtlerini karadan ve havadan durmadan vurdular. Bunun sonucunda çok sayıda insan hayatını kaybederken, görülmemiş bir yıkım da meydana geldi. BM Mültecilere Yardım ve Çalışma Örgütü (UNRWA)’nın yaptığı sığınma evi ile bir sağlık tesisi de saldırıdan nasibini alıp yerle bir oldu. Kayıplar, direniş güçleriyle işgal güçleri arasında meydana gelen, iki askerin ölümü ve birinin de esir alınmasıyla sonuçlanan çatışmaların yaşandığı 1 Ağustos’ta meydana geldi” bilgisini verdi.
İşgal rejimi bu konudaki soruşturmayı kapatırken, Ocak 2015’te soruşturma açma kararını veren Uluslararası Ceza Mahkemesi, hâlâ başlattığı soruşturmayı bitirip biraz da olsun mazlumların içini serinletecek adımlar atmadı.
İnsan Hakları Merkezi bir çağrıyla açıklamasına son verdi: “Ağır veya geciken adalet iyi adalet değildir. O nedenle Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcısından 2014 yılından beri Filistin halkına yönelik işlenen başta Kara Cuma Cinayeti olmak üzere bütün cinayetleri soruşturma aşamasına geçmesini bekliyoruz.”