Gazze’de İslami Cihad Hareketi’nin askeri kanadı durumundaki Kudüs Müfrezeleri’nden birkaç kişiye suikast düzenleyip ardından Gazze’ye saldırmasından sonra işgal rejimine bağlı basın makinesi İslami Direniş Hareketi Hamas ile İslami Cihad Hareketi’nin arasını açmak için var gücüyle çalıştı.
Gazze’de Siyonist saldırılara karşı koymak için direniş grupları tarafından savaşı idare etmek için kurulan ‘Ortak Operasyon Odası’ hakkında birçok yalan ve uydurma haber yayınladı. İslami Cihad Hareketi’nin askeri kanadı Kudüs Müfrezeleri’nin Ortak Operasyon Odası’ndan çekildiğini iddia etti.
İşin üzücü tarafı Filistin Yönetimi’ne bağlı basın yayın organlarının bu konuda Siyonist medya ile yarış içine girmesi, bunun için geniş alanlar açması, uzun uzadıya konuyu işlemesi, Siyonistlerin iddialarını pazarlamak ve güçlendirmek için bazı yazarlarının elini serbest bırakmasıdır. Bütün bunlara karşı Hamas hareketi elindeki enformasyon imkanlarıyla Filistin safına katkı sağladı ve direniş projesini korumayı başardı. Direnişin parçalanmasını ve bölünmesini hedefleyen Siyonist rejimin proje ve planını başarısız kılmak için Hamas hareketi devamlı İslami Cihad Hareketi’nin liderleriyle iletişim içinde oldu.
İslami Cihad Hareketi sorumluluk içinde hareket ederek ta ilk günden beri işgal rejiminin yayınladığı yalan ve uydurma haberleri yalanladı. Başta Genel Sekreteri Ebu Tarık En-Nehhale olmak üzere liderleri açıklamalar yaparak bilgileri sert dille reddettiler. Ebu Tarık yaptığı açıklamada Hamas ve İslami Cihad liderleri arasındaki iletişimin maksimum düzeyde olduğunu ifade etti.
İki hareket liderleri arasında art arda görüşmeler oldu. Farklı düzeylerde gerçekleşen bu toplantılara askeri, siyasi ve güvenlik liderleri de iştirak etti. İki hareketin imzaladığı bildiride çok önemli noktaları paylaştılar. Bana göre bildiride yer alan en önemli noktalar şunlardır:
Bir: “Ortak Operasyon Odası ulusal bir kazanımdır. Özgürlük ve dönüş hakkı sağlanıncaya kadar iki hareket bunu güçlendirmek için çalışacak. Direniş stratejik bir tercih olup bundan asla geri adım atılmayacak. Düşmana karşı verilecek bir karşılık birlikte olacak” ilkesinin vurgulanması.
İki: Direnişi (arkadan) ve iç cephesini de koruyan Gazze’deki hükümete bağlı güvenlik birimini selamlamaları, Batı Yaka için de Filistin Yönetimi’ne çağrıda bulunarak siyasi tutukluları serbest bırakmasını ve direnişçileri takip etmekten vazgeçmesi talebinde bulunmalarıdır.
Üçüncü önemli husus ise içerde ve dışarıda Filistin halkının tümünü temsil edecek Filistin Ulusal Meclisi’nin kuruluşu için çaba göstereceklerini bildirmeleridir.
Bu noktalar iki hareketin politik olmaktan uzak bütüncül bir proje taşıdıklarını gösteriyor. Aynı şekilde bu proje sadece askeri direnişle de sınırlı değildir. Siyonistlerle onunla birlikte hareket edenlerin asıl korktukları da zaten budur.