Hamas Hareketi Büro Sorumlusu, ‘Büyük Geri Dönüş Yürüyüşü’nün amacını, Filistin’e karşı sömürge planları ile savaşmak olarak açıkladı.
Filistin İslami Hareketi Hamas Büro Yetkilisi Halid Kaddumi, ‘Direnişin Sembolü Gazze’ konferansının düzenlenmesinde, Filistin Halkını Savunma Komitesi Genel Sekreteri Saygıdeğer Hanımefendi Mustafavi’ye ve İslam Kültürü ve İletişim Örgütü Filistin Komistesi Uluslararası Direktör Yardımcısı Dr. Abbas Hameyar’a teşekkür etti ve 9. ‘Direnişin Sembolü Gazze’ konferansında, Geri Dönüş Yürüyüşü ve direnişin uluslararası ve diplomatik zorlukları olmak üzere iki konuyu ele aldı.
Kaddumi konuşmasının ilk bölümünde, Geri Dönüş Yürüyüşü’nün hedeflerine atıfta bulunarak, Geri Dönüş ve Kuşatmayı Kırma Yürüyüşü’nün, nüfuz planlarıyla, ilişkilerin normalleşmesini ve büyükelçiliklerin Kudüs’e taşınmasıyla mücadeleyi desteklemek amacıyla gerçekleştiğini belirtti. Bu yürüyüş başlangıçta elçiliğin taşınmasını protesto etmek için başladı ve bugüne kadar devam etti ve yine devam edecektir, dedi.
Kaddumi konuşmasının ikinci bölümünde, direnişe yönelik uluslararası zorluklara işaret ederek, “Siyonist rejimde, Filistin meselesini barışçıl yolla çözmek istediklerini iddia edenler var; uluslararası topluma müracat ettiler ancak aynı zamanda bu iddiayla Filistin’de cinayet işliyorlar.” açıklamalarında bulundu.
Hamas Temsilcisi İran’da, Siyonistlerin uluslararası alandaki kara tarihine atıfta bulunarak, ana suçun 181 sayılı kararın kabul edilmesi olduğunu ve sonrasında Siyonist rejimin Filistin’le ilgili kararlardan hiçbirini resmiyette tanımadığını belirtti.
Hamas’ın Tahran Büro Yetkilisi, Siyonistlerin uluslararası alandaki faaliyetlerini aldatıcı olarak niteledi ve şunları söyledi: “Uluslararası tüm çabalar, direnişi silahsızlandırmayı amaçlıyor.”
Kaddumi, direnişin silah kullanma hakkını savundu ve “Direnişin amacı silah kullanmak değil, silahlar milletimizin haklarını elde etmek için bir araçtır” dedi.
Filistin İslami Hareketi Hamas Büro Sorumlusu Halid Kaddumi, bazı Arap ve Müslüman ülkelerin Siyonist rejimle ilişkilerine itiraz ederek şunları söyledi: “Tarihin mutlak değeri, ilişkilerin normalleşmesiyle Filistinli çocukları sırtından hançerleyenleri asla unutmayacak. Biz Filistin halkı, barış ve güven içinde yaşamaktan mutlu bir milletiz ve direnişin silahlarından vazgeçmemiz mümkün değil.”