Siyonist rejimin Gazze halkına karşı yürüttüğü topyekûn savaşın üzerinden 9 gün geçti, ancak farklı ülke halkları Kudüsü işgal eden korsan rejiminin cinayetlerini kınarken, dünya güçleri bu konuda hâlâ ya Siyonist rejimi desteklemeyi ya da işlediği cinayetleri hakkında sessiz kalmayı tercih ediyor.
Filistin İslami direniş hareketinin askeri kolu olan İzzettin Kassam Tugayları 7 Kasım günü Kudüs’ü işgal eden korsan rejime karşı Aksa Tufanı operasyonunu, sahte rejimin Filistinlilere ve Kudüs’e karşı işlediği cinayt ve suçlara tepki olarak başlattı. Bu operasyon Siyonist rejimin 75 yıllık tarihinde en büyük yenilgidir. İşgalci rejim ise bu operasyona karşı Gazze şeridine yönelik çok yönlü saldırılarını başlattı ve bu saldırılar halen de devam ediyor.
Gazze Şeridi Sağlık Bakanlığı, Siyonist rejimin bu kente yönelik saldırılarında şehit ve yaralılara ilişkin son istatistiklerde şu ana kadar 9 bin 600 kişinin yaralandığını açıkladı. Filisitnli şehitler ve yaralıların yüzde 60’tan fazlası ise çocuklar ve kadınlardan oluşuyor. Siyonist rejimin işlediği çinayetlerin boyutu, Siyonist medyanın bile Gazze çevresindeki kasabaların durumunu “hayalet şehir” olarak tanımlaması ve burayı “felaket” olarak nitelendirecek derecede vahim ve yoğundur. Buna rağmen Siyonist rejim Gazze’ye kara savaşı başlatacağını belirtirken, havaa koşulları nedeni ile kara harekatın ertelendiğini duyurdu.
Bu savaşla ilgili önemli konu, başta dünya güçleri olmak üzere insanların duruşu ve hükümetlerin konumlarındaki açık görüş ayrılığındaki uçurumdur. İnsanlar farklı ülkelerde Filistin’e destek bağlamında büyük protesto gösteriler düzenlerken, işgalci Siyonist rejimin cinayetlerinikınadı ve işlenen bu feci cinayetlerin bir an önce durdurulması için dünya toplumundan girişimde bulunmasını istedi.
Batı Asya’da Irak, Ürdün ve Bahreyn ülkeleri de dahil olmak üzere Afrika’da Cezayir, Tunus ve Fas, Avrupa’da İngiltere’nin de aralarında bulunduğu bir çok ülkenin yanı sıra Amerika ve Şili’de de binlerce kişi halkçı gösteriler düzenleyerek, Gazze halkına destek verirken Tel Aviv’in cinayetlerini kınadı ve İsrail saldırılarının önlenmesi için uluslararası işbirliği çağrısında bulundu.
Buna karşı söz konusu ülkelerin çoğunda hükümetler ya sessiz kaldı ya da işgalci Kudüs rejiminin cinayetlerine destek verdi. Amerikan, İngiliz ve Fransız hükümetleri Siyonist rejimi resmen destekledi ve hatta Kuzey Gazze halkının bu bölgeden çıkması için Arap hükümetleriyle istişarelerde bulunuyor. Amerika da Siyonist rejime destek bağlamında savaş gemisini bölgeye gönderdi.
Arap hükümetleri de şimdiye kadar Siyonist rejimin cinayetlerini kınamanın dışında Filistin’e destek bağlamında uygulamada her hangi bir girişimde bulunmadılar, böylece kendi halklarının talepleri ve tutumlarıyla, kendi siyasetleri arasındaki uçurumu bir kez daha bariz bir şekilde gözler önüne serdiler.
Paris’in Sciences Po üniversitesi hocası Bertran Bed’i bu bağlamda şöyle diyor: “Bazı Arap hükümetleri Filistin’i desteklemenin çok ağıra mal olacağını düşünüyor ancak halklarının tutumuFilistin davasıyla birleşmiş durumdadır.” Filistin bayraklarının 2011 Arap ayaklanmaları sırasında ve Katar’daki Dünya Kupası’nda bolca göze çarpmasını hatırlatan Bad’i, bu hareketin, insanların otoriter, yozlaşmış ve zayıf rejimlere karşı öfkelerini ifade etmenin bir yolu olduğunu belitiyor.
Dünyanın büyük güçleri de dahil olmak üzere halkların ve hükümetlerin Gazze savaşıyla ilgili tutumları arasındaki derin görüş ayrlığı, insanların olaylara, yaşananlara ve savaşlara karşı tutumlarının adil olduğu, siyasetten ve ırkçılıktan uzak olduğunu, ancak insan haklarını savunduklarını iddia eden güçlerin uygulamada adaletsiz, ırkçı ve ayırımcı olduklarını gösteriyor.