Bugün; mücahit, âlim ve İslami Cihat Hareketinin kurucusu Doktor Fethi Şikaki’nin Siyonist terör çetesi tarafından şehit edilişinin 22’nci yıl dönümü.
Filistin İslami Cihad Hareketinin lideri Şikaki’nin, Libya’daki Filistinlilerin sınır dışı edilmesi işleminin durdurulması için Libya lideri Kaddafiyle görüşmede bulunmak üzere gittiği Libya’dan dönerken uğradığı Malta Adası’nda, 26 Ekim 1995’te, İşgalci terör çetesinin cinayet şebekesi MOSSAD tarafından 44 yaşında şehit edildi.
1986’da İslami Cihad Hareketinin temelini oluşturan Filistin’in Kurtuluşu İçin İslami Cepheyi kurdu
Doğup büyüdüğü topraklar olan Filistin’de son nefesini ve hayatını şehadetle neticelendiren Şikaki, 1951’de Gazzenin Rafah mülteci kampında, Remleden buraya iltica etmiş olan bir Filistinli aileden dünyaya geldi.
Terör çetesinin işgali altında olan Kudüs’te, dört yıl öğretmen olarak çalıştıktan sonra Mısır’ın Zekazik Üniversitesinde tıp öğrenimi gördü. 1980’de buradan mezun olarak Kudüs’e döndü ve doktor olarak çalışmaya başladı.
1983’te Siyonist teröristler tarafından esir alındı ve bir yıl alıkonuldu. 1986’da bazı arkadaşlarıyla birlikte İslami Cihad Hareketinin temelini oluşturan Filistin’in Kurtuluşu İçin İslami Cephe’yi kurdu.
İmam Humeyni, Hasan el-Bennâ, İzzettin Kassam ve Seyyid Kutup’u kendine örnek aldı
Gazze’ye yerleşir ve orada kurduğu bu hareketin beyin kadrosunu sağlam, güvenilir ve bedel ödemiş Müslümanlardan seçer. İslami Cihad Hareketi adını alan söz konusu cephenin kurucularının fikriyat yapılanmalarını, en çok İmam Humeyni, Hasan el-Bennâ, İzzettin Kassam ve Seyyid Kutup’un fikirleri ve düşünceleri oluşturur.
İslami Cihad Hareketi, kuruluş merhalesinde İran İslam Devrimi’nden oldukça etkilenmiştir. Hatta hareketin kurucularının başında gelen ve şehit edildiği tarihe kadar da liderliğini yürüten Şikaki, İran’da İmam Humeyni’nin öncülüğünde geniş tabanlı bir halk hareketinin başladığı dönemde Mısır’da öğrenim görüyordu.
O dönemde Fethi Abdülaziz müstear adıyla “Humeyni, İslami çözüm ve Alternatif” adlı bir kitap çalışması yapmıştı. Çünkü 1975’te İran’daki gelişmeler, Şikaki’nin ilgisini çekmişti.
Yazdığı bu kitaptan dolayı bir müddet cezaevinde kaldı. Şikaki, her ne kadar kendisinin bu kitabı İran İslam Devrimi’nden önce yazdığını ifade etmişse de kitap devrimden sonra yayınlandı.
İslami Cihad Hareketi, gösterdiği samimiyet, azim, kararlılık ve etkinliğiyle fazla geçmeden Siyonist terör şebekesinin dikkatini çeker. Tabi olay yalnızca dikkat çekmekten ibaret olmaz ve engelleme, karşı koyma, esir almalar, sürgün etmeler şekline doğru evrilir.
Dört yıl hapis cezasına çarptırıldı
Terör çetesi tarafından iki kez esir alınan Şikaki, sonunda sürgün edilir. İslami Cihad Hareketi kuruluşunun ilanından kısa bir süre sonra Şikaki, 15 Ekim 1986’da işgal çetesinden 70 teröristin yaralanması eylemini gerçekleştirdi. Ardından muhtelif bombalama ve bıçaklı eylemlere girişti.
Şikaki Siyonist çete tarafından, 1986’da yeniden esir alındı ve dört yıl hapis cezasına çarptırıldı. 1988’de Lübnan’a sürgün edildi. Orada bir yıl kaldıktan sonra Suriye’nin başkenti Şam’a yerleşti.
Burada kaldığı yerden, daha büyük bir aşkla hareketin liderliğini sürdürür. Hareket burada çığ gibi büyüdü, her geçen gün ümmetin bütün fertlerinde yer edinmeye başladı.
Bu arada Aralık 1987’de Birinci İntifada başlamıştı. İslami Cihad Hareketinin intifada öncesi ve sonrası eylemleri, Birinci İntifadanın genişlemesinde önemli bir rol oynuyordu.
Zaten başarılı birtakım eylemleriyle halk nezdinde, özellikle Gazze’de kabul görmüş ve takdir kazanmıştı. Dolayısıyla halk ile İslami Cihad arasında bir sevgi, bir yakınlık bağı oluşmuştu.
Malta Adası’nda Siyonist şebeke MOSSAD tarafından şehit edildi
İslami Cihad Hareketi, tüm hızıyla faaliyetlerini sürdürürken, Şikaki İşgalci terör çetesi sorununun uluslararası boyutu üzerinde de duruyor, kafa yoruyordu. Bu amaçla Libya’daki Filistinli işçilerin sınır dışı edilmesi işleminin durdurulması için Kaddafi’yle görüşmede bulunmak üzere Libya’ya gitti.
Dönüşte uğradığı Malta adasında 26 Ekim 1995’te, işgalci Siyonist terör çetesinin, kendisi kadar kirli olan cinayet şebekesi MOSSAD’a bağlı iki silahlı teröristin suikastıyla beş kurşunun alnına isabet etmesi sonucu şehitler kervanına katıldı.
Mukaddes İslami direnişin zaferi için direnen öncü şehitler kervanının ölümsüz önderlerinden, yiğit Kudüs savaşçısı Şikaki, evli olup dört çocuk babasıydı.
Şehidin veciz sözleri
“Lideri şehit olmuş bir hareket kesinlikle yenilmez.”
“Cihat altındaki meşakkat, düşmanın zilleti altındaki rahattan daha değerlidir.”
Şehadetinden sonra İslami Cihad Hareketinin açıklaması
Filistin İslâmi Cihad Hareketi, Şikaki’nin şehit edilmesi olayıyla ilgili olarak yayınladığı bildiride, saldırının işgalci Siyonist terör çetesinin cinayet şebekesi tarafından gerçekleştirildiğine dikkat çekerek, “Saldırganlardan intikamımızı mutlaka alacağız. Canilerin ayaklarının altına ateş sereceğiz. İktidarını hain pusular ve korkakça cinayetler üzerine oturtan Siyonist zalimlerin saltanatlarına mutlaka son vereceğiz. Onları yaptıklarına pişman edeceğiz.” denildi.
Şikaki’nin şehid edilmesinden sonra HAMAS’ın açıklaması
Filistin İslâmi Direniş Hareketi HAMAS tarafından da Doktor Şikâki’nin şehadetiyle ilgili bir bildiri yayınlanarak şu ifadelere yer verildi:
“Kahraman mücahit Dr. Fethi Şikâki’nin şehit edilmesinden dolayı Filistin’deki halkımıza ve tüm İslâm ümmetine başsağlığı diliyoruz. Onun hain bir pusuyla şehit edilmesinin halkımızın önderlerini ve kahraman mücahitlerini ortadan kaldırmayı amaçlayan Siyonist düşmanımızın, onun istihbarat elemanlarının ve ajanlarının işi olduğu kesindir. Bu hain cinayet, halkımızla, gasıp ve cani Siyonist sulta arasındaki savaşın devam etmekte olduğunun bir ilanıdır.
Biz Filistin İslâmi Direniş Hareketi (Hamas) olarak, her bakımdan İslâmi Cihad Hareketi’ndeki kardeşlerimizin yanında olduğumuzu vurgularken, Şikâki’nin şehit edilmesinin, Prof. Dr. Musa Ebu Merzuk’un ABD zindanlarında tutulmasının ve Siyonist düşmanın binlerce insanımızı, halkımızın ileri gelenlerini tutuklamasının aynı planın birer parçaları olduğuna dikkat çekiyoruz.
HAMAS, bu çirkin cinayete karşı da cihat ve şehadet yolunu izlemeye devam edeceğini, alternatifi olmayan direniş ve mücadele yolunda ilerleyeceğini bir kez daha vurgulamaktadır.”