İran’da düzenlenen 6. Filistin İntifadasına Destek Konferansına katılmak üzere Türkiye üzerinden İran’a gidişinde Türkiye’de verdiği röportajında Sami Ebu Zuhri şu ifadeleri kullandı:
“İşgal altındaki Filistin topraklarına dünya genelinden herhangi bir Müslüman’ın Siyonistleri muhatap kabul edecek şekilde ziyaret düzenlemesi, İslam alimlerinin ekseriyetinin üzerinde ittifak ettiği cihetiyle haramdır!
Kudüs işgal altındadır ve Siyonist işgalciye meşruiyet kazandıracak her türlü adım fıkhen yasaktır! Bu ziyaretlerin ayrıca birçok dezavantajı var.
Bunlardan en önemlisi Kudüs’ü görmek için dünyanın dört bir tarafından gelen Müslümanlar, doğrudan Siyonist rejim polisi ile, ya da Yahudilerle irtibata geçmiş oluyor.
Yahudilerin bu ziyaretler karşısındaki siyaseti, buraya gelen Müslümanların tabiri caizse gönlünü kazanmak ve onları Filistinlilerin Yahudiler hakkında söylediği işgalci, acımasız, zalim gibi nitelemelerin abartılı olduğuna inandırmak. Bir boyutuyla bu Müslümanları, işgali meşrulaştırmak için kullanmak.
Çünkü bu Müslümanlar eğer doğru bir bakış açısına sahip değillerse, memleketlerine döndüklerinde meseleyi bu boyutuyla anlatacaklar ve İslam beldelerindeki kardeşlerimiz yanlış bir bakış açısına sahip olup sinsi düşmanın işgal politikalarının acımasızlığı karşısında sessizliğe bürünecektir.
Diğer bir mesele ise bu tür gezi programlarının tertip edilebilmesi için tur şirketlerinin Siyonist makamlarla koordinasyon içine girmesi gerekiyor. Biz, İsrail’le kurulan hiçbir ilişkiyi kabul etmiyoruz ve Müslümanların hiçbir şekilde Siyonist işgal rejimi ile ilişki kurmasını doğru bulmuyoruz.
İran’da düzenlenecek Filistin İntifadasına Destek Konferansı’na Hamas adına üst düzey bir katılım hakkındaki soruyu ise Ebu Zuhri şöyle yanıtlıyor:
Biz Filistinliyiz! Filistin meselesinin tek sahibi değiliz ama bu noktada üzerimizdeki sorumluluğun çok daha büyük olduğunun farkındayız.
Dolayısıyla İslam ümmetinin bölünüp parçalanmışlığının Filistin meselesine bir katkısı olmayacağını gördüğümüzden İslam dünyasındaki bütün Müslüman devletlerle ilişkimizi iyi tutma arayışındayız.
Bu, İran ile ilişkilerimiz için de geçerli diğer Arap devletleri ile olan ilişkilerimiz için de. Filistin meselesinde tüm Müslümanların ortaya koyacağı desteğe talibiz. Destek vermeyenleri de mazur görüyoruz.
Bizim İslam ümmetinin birliğine bakışımız bu şekildedir. Kimseyi ötekileştirmiyor veya yaptığı veya yapmadığı şeylerden ötürü suçlamıyoruz. Birlikte olunduğu zaman ortaya çıkacak güzelliklere odaklanıyoruz.