DİRENİŞ Grupları BÜYÜK DÖNÜŞ Eylemlerinde Neden SİLAH Kullanmıyor?

Daha önce Gazze ve direnişinin yeni bir savaşa hazır olmadığını söyledim. Aynı şekilde kuşatmanın ağır bir ölüm olduğunu da ifade ettim.

Bu konuda çözüm, kapsamlı bir savaşa girmeden işgalciyle dünyaya baskı kurmak için halkı harekete geçirmekti.

Mücadelelerde gücü maksimum düzeyde kullanmak her zaman hikmetli bir tutum olmayabilir. Hele hele gücün sınırlı ise ve sadece bir savaşta onu tüketip güçsüz hale düşmek istemiyorsan bu husus daha da önem kazanır.

Mesela tabancanda altı mermin olursa herhalde bir dakikada hepsini sıkmazsın. Çünkü hepsini kullanırsan o zaman silahsız kalırsın.

Bu konuda iki örnek vermek istiyorum:

Birinci örnek 1948 Nekbe savaşıyla ilgilidir.

Iraklı askerin bu konuda ‘Komut yok’ sözüyle alay ederek tekrar edip duruyorlar. İnsanlar Irak ordusunun olumsuz tavrını ve Filistin’de başka bölgeleri kurtarmamasını eleştirmek için hatırlatıyorlar.

Hâlbuki ‘Komut yok’ sözünün sahipleri savaşta en mantıklı düşünen tek Arap ordusuydu. Irak ordusunun Batı Yaka’da koruduğu bölge Filistin coğrafyasının %10’nuydu. Bu bölge diğer bütün Arap ordularının koruduğu bölgelerden daha fazlaydı.

Irak ordusu gücü ve imkânlarıyla orantılı bir şekilde yayılıyordu. Cenin ve çevresindeki yirmi köyü kurtarırken, Tulkerem, Kalkiliya, Et-Tayra, Et-Taybe’yi de işgalden korumuştu. Fakat ordu komutanları daha fazla askeri riske etmek ve maceraya girmek istemiyorlardı. Çünkü maksimum güçleri buydu.

Buna karşılık Mısır ordusu daha geniş alanlara yayıldı. Kudüs’ün güneyinde Sur ve Beyt Safafa’ya ulaşmıştı. Tel Aviv ve Yafa’ya da saldırmak istedi. Ancak yeterli güce sahip olmadığından bu kendisine külfetli geldi ve başarısız oldu.

İşgal güçleri, Mısır’ın Irak Es-Suveydan ve Irak El-Menşiyye’deki güçlerini yardığında Mısır ordusu çöktü ve bütün Filistin topraklarından geri çekilme emrini verdi. Sahadaki bazı komutanlar olmasaydı, Gazze’den de çekileceklerdi.

Mısır ordusu gibi, gönüllülerden oluşan İnkaz Ordusu da bir gün içinde çekildi.

Sorun güç dengesindeydi. Siyonist silahlı çetelerin sayısı yüz bini aşarken, bütün Arap ordularında yer alan asker sayısı 35 bindi.

Bu durumda en uygun yöntem, Filistin’in değişik noktalarında gerilla savaşı yöntemlerine başvurmaktı. 1949 Rodos Anlaşması’ndan sonra mültecilerin geri dönüş hakkı için dönüş yürüyüşleri düzenlemek gerekirdi. Arap ülkeleri bir plan yapmadan savaşa girmiştiler. Sonucu kabul edip, değişiklik için bir çaba harcamadılar.

İkincisi, Suriye devrimiyle ilgilidir.

Suriye devriminde muhalif güçler, İran ve Hizbullah’ın aktif rol almalarına rağmen rejim güçlerini yenip geniş ve büyük bölgelerde hâkimiyet kurmayı başardılar. Güç dengeleri birbirine denkti.

Ancak Rusya’nın güçlü bir şekilde müdahale etmesi güç dengelerini değiştirdi. Halep düştükten sonra silahlı grupların nizami savaşa girmelerinin hüsranla sonuçlanacağı ve fayda sağlamayacağı ortadaydı. Dolayısıyla en uygun metot onların gerilla savaşını başlatmalarıydı.

Ancak onlar savaş için aynı yöntemi kullandılar. Sonuç, ellerinde bulunan bölgeleri bir bir kaybetmek oldu. Geriye onlara sadece Türk askeri kontrolündeki Halep ve İdlib’in bir kısmı kaldı.

….

Sonuç olarak:

İster Nekbe savaşında olsun, ister Suriye devriminde olsun güç dengelerinde bir farklılık var. Bu durumda doğrudan askeri çatışmaların yerine farklı yöntemler üzerinde durmak gerekirdi. Fakat her ikisinde de geleneksel nizami savaş seçeneğini tercih ettiler. Bu da bizi hezimete götürdü.

Gazze’de Hamas düşmana ağır kayıplar verdirebilir. Peki, doğrudan ve nizami bir savaşı kesin bir şekilde sonuçlandırabilir mi? Askeri güçler arasındaki açı çok büyük. Akıllı hiçbir komutan bunu göz ardı edemez.

Toplumsal direnişe başvurmak akıllıca bir tercihtir. Ancak, işgali bitirmek ve Gazze üzerindeki baskıyı hafifletmek için bu direnişin Gazze dışına taşınmaması bir eksikliktir. İkinci adımı atmadığımız müddetçe, Gazze’deki direnişi ölümcül bir tehlikeye atmış oluruz.

Savaş sadece silahı kullanmak değildir. Aksine silahtan önce aklı kullanmaktır.

Dönemin ABD Savunma Bakanı Robert McNamara’ya teknolojiye sahip oldukları halde niçin Vietnam’da bozguna uğradıklarının sorulması üzerine McNamara “evet teknolojiye sahiptik, ancak aklımızı işlevsiz yapmıştık” demişti.

Yasin İzzeddin / Filistin

İlgili Haberler

Kiryat’taki Direniş Eyleminde 3 Ölü 3 Yaralı

Kudüs’te Silahlı Eylem – 1 Ölü 8 Siyonist Yaralı

Gazze’de 1 Siyonist Subay İle 2 Asker Öldürüldü