Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın Ortadoğu Barış Sürecindeki Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov,Siyonist yerleşimcilerin Kudüs’ün kuzeyinde bulunan bir köye saldırmasını kabul edilemez ve şoke edici bir girişim olduğunu söyledi.
Siyonistlerin yeni yılda Beytülmukaddes’e tecavüzünün devamında Amerika’nın yeni kışkırtmaları doğrultusunda Yüzyılın Anlaşması adlı entrika projesinin uygulanması hızlandırılmaya çalışılıyor.
Böylece Beytülmukaddes yeni yılda Siyonist yerleşimcileri ve askerlerinin uğrak mekanına dönüşerek İslami hüviyetten arındırılmak isteniyor.
Amerika Başkanı Donald Trump’ın iş başına gelmesinden sonraki Filistin gelişmelerine göz atarsak Siyonist Rejimin Filistinlilere karşı sultacı girişimlerinin Trump’ın garazkar önerileri ve tavırları sayesinde Amerika’nın İsrail rejimini topyekun desteklemesi ile şiddetlendiğini görürüz.
Amerika’nın da yeşil ışığı ile Kudüs’e daha fazla musallat olma planları ve yol haritası hazırlığında olan Siyonist Rejim, Amerika’nın hareketlenmesine paralel olarak bölgede bir askeri havası yaratmak sureti ile korku ve panik ortamında bölge ülkelerini Yüzyılın Anlaşmasına onay vermesini sağlamak istiyor.
Yüzyılın Anlaşmasının en önemli ve kilit meselelerinden biri de Kudüs meselesidir. Bu proje hayata geçerse Filistinliler ilk olarak Kudüs’ü kaybedecekler.
Trump böyle bir komplo çerçevesinde Amerika Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyarak Siyonist Rejimin Kudüs’e daha fazla musallat olmasını sağlamak istedi. Siyonist Rejim de bölgenin durumundan yararlanarak planlı ve aleni bir şekilde Kudüs’ün Yahudileştirilme projesini uygulamaktadır.
Binyamin Netanyahu’nun radikal kabinesinin bir süre önce Kudüs’ün 2020 yılına kadar tamamen Yahudileştirilmesi için ayırdığı 15 milyar dolar kadar bütçe, Siyonist Rejimin Kudüs’e musallat olma alanında attığı en önemli adımlardan biridir.
Siyonist İsrail Rejiminin son yıllardaki Kudüs ile ilgili girişimleri geçmişe göre çok daha sultacı bir şekilde devam etmektedir. Bu da Siyonist Rejimin Kudüs’e tamamen musallat olmak için var gücü ile çalıştığını gösteriyor.
Kudüs ve bu şehrin kalbi Mescidül Aksa işgal döneminde hiçbir zaman radikal Siyonistler tarafından rahat bırakılmamıştır.
İşgalci Siyonist Rejimin temel özelliklerinden biri de yayılmacılıktır. Siyonist Rejim Kudüs başkent olarak uluslararası topluma tanıtmak istiyor. Bu da bu rejimin bütün partileri ve gruplarının ajandasında özel bir yere sahiptir.
2019 yılının Nisan ayında erken parlamento seçimlere gitmeye hazırlanması itibarı ile rejimdeki bütün iç ihtilaflara ve güç savaşına rağmen bu ırkçı ve ayrımcı siyasetin Siyonist Rejim İsrail partileri tarafından uygulanması için sağlanan koordinasyonlar ve hazırlıklar her şeyi gün yüzüne çıkartmıştır.
Tabii Siyonist Rejimin Beytülmukaddes’e musallat olma doğrultusundaki sultacı girişimlerine karşı tepkiler de bu rejimin kendi işgalci siyasetlerini ne Filistinlilere ne de uluslararası topluma kabullendiremediğini gösteriyor.