Lübnan Hizbullah Genel Sekreteri Yardımcısı, Suudi rejimini İsrail rejiminin bölgedeki projesini uygulayan ve ona mali destek sağlayan bir rejim olarak nitelendirdi ve Hizbullah’ın direniş ekseni çerçevesinde İran’la olan iyi ilişkilerinden gurur duyduğunu belirtti.
Amerika’nın direniş eksenine ve Amerika’nın despotluğuna karşı çıkan ülkelere karşı yaptırım ve baskılarına değinen Hizbullah Genel Sekreteri şunları söyledi:
“Arabistan, mevcut yöneticileriyle birlikte İsrail projelerine hizmet etme doğrultusunda finansal kaynaklar sunuyor. Suudi Arabistan, Arabistan’ın El-İhsa, Katif ve Şarkiyye bölgelerinden olmak üzere 34 kişiyi idam etti. Bu idamlar onların sadece Suudi rejiminin görüşlerine karşı çıkmalarından dolayı gerçekleşti. Bu, Suudi rejiminin kimsenin onun düzelmeyeceğini söylemesini kabul etmediğini ya da bu rejimin Yemen ‘de ve Filistinliler hakkında suç işlediğini ve Suriye’nin yıkımına karışarak bu ülkede de cinayet işlediğini kimsenin ona söyleyemeyeceği anlamına geliyor.
Suudi Arabistan İsrail’in bir aracıdır çünkü “Yüzyılın Anlaşmasının” ayrılmaz bir parçasıdır. Bu anlaşmanın girişi, Suudi Arabistan ve Körfez bölgesindeki bazı Arap devletlerinin yaptığı gibi Filistinlilerin haklarının normalleştirilmesi ve kaldırılmasıdır. Bunlar, bölgeyi ve ekonomisini tahrip eden ve İsrail’i daha güçlü kılmak için ulusları öldüren ve onlara mühimmat ve silah sağlayan ülkelerdir.
Bölgede gerçekleşen olaylar Suudilerin lehine değil, ABD’nin lehine bir projedir. Suudi Arabistan ABD’yi kendi menfaatine yönetecek kadar büyük değildir. Suudi Arabistan’ı bu ülkenin kaynaklarını sömürmek için kullanan Amerika’dır. Suudi Arabistan ne zaman Amerika’nın vebalini ödeyen bir ülkeye dönüşecek bunu bilmiyoruz ama bunun sonucunda Amerika aynı diğer yöneticilere yaptığı gibi Arabistan’dan da desteğini kesecektir.”
Şeyh Naim Kasım, bölge halklarının çıkarlarının sahte destekçilerine değinerek şu ifadelerde bulundu:
‘Bugün iki eksenle karşı karşıyayız. İran Ekseni ve Suudi Ekseni. Bu, İsrail’le mücadele eden birinin, İran’la iş birliği yapması gerektiği anlamına geliyor. İran’la mücadele eden birinin de İsrail projelerini desteklediği anlamına geliyor. Bu iki proje birbirine uymuyor. Müslümanların vahdetini desteklediğini söyleyen biri, o zaman neden İran’la değil? Filistin meselesini desteklediğini söyleyen biri, o zaman neden direnişi desteklemiyor? Batı’ya karşı olduğunu söyleyen biri peki o zaman neden Yemen’den Libya’ya kadar diğer ülkeleri tahrip ediyor? Bunlar cevaplanması gereken sorulardır.’