Esirler bu eylemleriyle esirlere destek için kamuoyu oluşturmayı, işgal güçleriyle temas noktalarında işgal rejimiyle çatışmayı amaçlıyorlardı.
Açlık greviyle birlikte meydanlara inen Filistinli gençler işgal güçleriyle temas noktalarında Siyonist askerlerle çatışmaya başladılar. Bu dalganın ateşi, işgal güçlerinin aynı yıl içerisinde Gazze’ye yönelik başlattığı savaşın durmasıyla durdu.
İntifada kıvılcımı
1500 Filistinli esirin başlattığı açlık grevi on günü geride bıraktı. Siyonist işgal rejimi zindanlarındaki esirlerin yaptığı açlık direnişlerinden biri olan bu seferki direnişe yapılan yardım ve desteğin hacmi istenilen düzeyde değil.
Ekim 2015’de meşalesi yakılan intifada, ateşini yenileyecek birilerini bekliyor.
Siyonist işgal rejimi zindanlarında bu boyutta başlayan açlık grevi direnişi acaba intifadanın ruhuna yeni bir şey üfleyecek mi?
Buna cevap veren araştırmaca yazar ve siyasi analist İbrahim El-Medhun “Şu anda Filistin işgale karşı koyma halini yaşıyor. Bu işgale karşı devrim alevinin bir parçasıdır” dedi.
Akademisyen Bilal Eş-Şevbeki ise, Filistin sokaklarının hareketlenmesinde esirlerin önemli bir rol oynadıklarını ifade etti.
Peki, sadece açlık grevi yeterli mi?
El-Medhun “Esirler meselesi temelde Filistin’in vicdan meselesidir. Bir tek esir bile devrim halini alevlendirebilir. Bir tek kişi bunu yapabilirken, bugün yüzlerce esir başlattığı açlık direnişiyle neler yapamaz ki!” dedi.
El-Medhun’a bu konuda katılmayan Eş-Şevbeki ise “Filistin sokaklarını harekete geçirmek için esirlerin yaptığı açlık grevi tek başına yeterli değildir. Çünkü büyük gruplar şu anda esirlerle intifadadan uzak başka meselelerle uğraşıyorlar” dedi.
El-Medhun değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
“Açlık grevini güçlendiren önemli unsurlardan biri bu eyleme Fetih Merkez Yürütme Kurulu üyesi Mervan El-Bergusi’nin liderlik etmesidir. Bunun anlamı şudur: Biz özendirici ve dört dörtlük bir devrimle karşı karşıyayız.
Bu durum, Filistin Yönetimi’ne bağlı güçleri, açlık direnişi için yapılacak toplumsal eylemler karşısında sıkıntıya koyacaktır. O nedenle daha çok faaliyette bulunmak, meydanlara inmek, gösteri ve yürüyüşler düzenlemek, protestolar yapmak ve askeri noktalara akın etmek gerekir.”
Eş-Şevbeki ise, grupların açlık grevini sahiplenmesi ve esirlere destek için sokakları harekete geçirmesi gerektiğini, genel grev, okulların ve kuruluşların tatil edilmesi gibi oldukça cılız tepkilerle esirlere destek verilmesinden üzüntü duyduğunu belirterek, esirlere bu şekilde destek verilemeyeceğini söyledi.
Gözlemcilere göre işgal rejimi, zindanlarda başlayan intifadanın dışarıda bir intifadaya dönüşmesinden korktuğu için, esirlerin direnişini ne şekilde olursa olsun var gücüyle sonlandırma çabası içindedir.
17 Nisan’da başlayan ve şimdiye kadar 1500 esirin katıldığı Özgürlük ve Onur Savaşı devam ediyor. Esirler bu direnişleriyle işgal rejiminin gasp ettiği haklarının iade edilmesini talep ediyorlar.