ABBAS, Gazze Halkına Neden KİN Duyuyor?

Olup bitenler karşısında şok olan ve ayaklarının kendisini taşımakta zorlandığı Filistinli vatandaş, banka duvarına omuzunu dayayıp öfkeyle “Çocuklara şimdi ben ne söyleyeceğim? Onlara nasıl yemek götüreceğim? Üniversite eğitimini tamamlamak isteyen oğlum Muhammed’e ne söyleyeceğim? Melek’in anaokulu aidatını nasıl vereceğim?” demeye başladı.

Bunlar kendini hem başkan hem de cellat gösteren bir kişinin zorla görevinden ayırdığı onlarca kişinin zihnini kurcalayan, kimyasını bozan, içini kemiren, öfkesini artıran ve acı veren sorulardır. Memurların maaşlarını kesen Abbas, ufukta zar zor görülen umutları da dağıttı. Yaşı sekseni geçmesine rağmen adam Gazze’yi ağır ölüme terk etme tehdidini yenilemekten bıkmıyor. Peki, ama önce kim ölecek?

Uzman ve analistlere göre Filistin Yönetimi’nin Gazze’ye yönelik yaptırımlarıyla ilgili yeni bir tavır ve tutumu var. Filistin Yönetimi’ne göre önceki adımlara ek olarak yeni getirilecek bu yaptırımlar Gazze halkının Hamas’a isyan etmesi için daha iyi bir baskı aracı olacaktır.

Filistin Yönetimi son zamanlarda yeni yaptırımlara başladı. Aldığı bu yaptırım kararları farklı boyutlara taşındı. Ekonomik yaptırımları aşıp eğitim ve sağlığa kadar uzandı.

Filistin Yönetimi, Hamas’ın Gazze’deki yönetim boşluğunu doldurmak ve bölgedeki işleri idare etmek için Yönetim Komisyonu kurması üzerine Mart 2017’de Gazze’ye yönelik yaptırım uygulamaya başladı. Filistin Yönetimi bu yaptırımlarıyla komisyonun feshedilmesini ve Gazze’nin ulusal uzlaşı hükümetine teslim edilmesini sağlamayı umuyordu.

Filistin Yönetimi’nin hayata geçirdiği bu yaptırımlar, 2007 yılından beri Siyonist işgal rejiminin ağır ablukası altında bulunan Gazze’de hayatın her alanını etkiledi. Buradaki halkın yaşam kaynağını yani maaşlarını hedef aldı.

Yeni yaptırımlar her ay tekrarlanan krizin bir parçasıdır. Gazze kuşatması nedeniyle ortaya çıkan birçok soruna yeni sorunlar ekledi. Sonuçta bu krizler ve sorunlar sosyal sorunlara dönüşüyor, bunlar birileri tarafından istismar ediliyor ve hayata yeni problemler ekleniyor.

Siyasi analist İyad Kara, Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’ın Gazze’ye yönelik yaptırımlarının sessiz sedasız yürütüldüğünü, gürültü çıkarılmamaya dikkat edildiğini belirterek, yaptırımlar büyük tepki görmezken, etkilerinin giderek arttığını ve ağırlaştığını söyledi.

Filistin Yönetimi’nin memur maaşlarını kesmesinin Gazze’deki ekonomik durumu zora sokacağını hatırlatan Kara, bunun sonuçta ekonomik ve insanlık krizi yarattığını ifade etti.

Kara değerlendirmesinde, Mahmud Abbas’ın daha fazla memurun maaşını kesme yoluna gideceğini, sadece kendisine bağlı ve güvenlik sahasında kendisinin ihtiyaçlarını yerine getirenleri bırakacağını kaydetti.

Abbas’ın sağlık ve eğitim alanlarını da yaptırımlara dâhil etmesine değinen Kara, Abbas’ın bu iki sektörün toplum açısından önemini bildiğini onun için buralarda çalışanların maaşlarını kestiğini belirtti ve “Görünen o ki Abbas Gazze’yi ekonomik ve mali olarak Batı Yaka’dan koparmak istiyor. Bunu yaparken, diğer yandan Gazze’nin vergiler konusunda sağılan inek olmasını da istiyor” dedi.

Siyasi analist, araştırmacı yazar Husam Ed-Deceni ise yaptığı değerlendirmede, Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’ın maaşları kesmesinin yaptırımları sürdürme isteğinin bir devamı olup, bunun yaptırımlara yenilerini eklemek anlamına geldiğini söyledi.

Ed-Deceni, maaş kesme işinin Gazze’deki yaşamı olumsuz yönde etkileyeceğini ifade etti.

Ed-Deceni, bu uygulamaların gruplardan ve halktan geniş çaplı bir tepki ve karşı koymayı zorunlu kıldığını belirterek, Filistin halkının sosyal dokuya zarar veren ve bölünmeyi daha da derinleştiren bu uygulamalara karşı sessiz kalmayacağını kaydetti.

Ed-Deceni değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

“Abbas, Gazze’yi üç seçenekle karşı karşıya bırakmak istiyor. Birincisi, Gazze’nin Hamas’a karşı patlamasını istiyor. Abbas bu seçenek konusunda çok isteklidir. Bu, Gazze’yi son derece tehlikeli bir noktaya getirecek. Zira bu seçenekle bölge iç savaşa sürüklenecektir.

Abbas’ın istediği ikinci seçenek, Hamas’ın işgal rejimine karşı patlamasını sağlamak. Bu şekilde savaşa girecek olan Hamas uzun süre kendini toparlayamayacak bir noktaya gerileyecektir.

Üçüncü seçeneği ise, Hamas’ı Gazze’nin tümünü ve her yönüyle Filistin Yönetimi’ne teslim etmeye zorlamaktır. Abbas böylece işleri arzuladığı şekilde ele alacak ve kontrolü sağlayacaktır. Bunun sonucunda Hamas silahını teslim edecek ve Batı Yaka’da olduğu gibi silahsız bir grup haline gelmesi sağlanacaktır.”

Ed-Deceni’ye göre, gelecek aşamayı Gazze’deki halkın ortaya koyacağı mücadele belirleyecektir. Gazze halkı bu duruma sabredip durumu kabul ederse, durum doğal bir hal alacak. Yok, eğer verilen mesaj ağır olursa ve toplumun büyük çoğunluğunu temsil ederse o zaman BM veya Mısır’ın buraya müdahale etmesi mümkündür.

Gelecekte atılması gereken adımları istişare konusunda çabaların artırılması gerektiğini savunan siyasi analist El-Deceni, Gazze’deki durumla ilgili mesaj ve mektupların diplomatlara, Birleşmiş Milletler’e ve Arap Birliği ülkelerine gönderilmesi gerektiğini ifade etti.

Ed-Deceni, Arap ülkelerindeki sivil toplum kuruluşlarıyla, vakıf, dernek ve kuruluşların Gazze konusunda geri adım atması için Mahmud Abbas’a baskı kurmak için ciddi bir çaba göstermeleri gerektiğini kaydetti.

İlgili Haberler

Gazze’de 15 Günde 523 Müslüman Şehit Oldu

Han Yunus’ta Operasyon – Siyonist Askerler Öldürüldü

Gazze’de Şehit ve Kayıp Sayısı 36 Bini Geçti