Bir yılı uğurlarken, yeni bir yılı karşılıyoruz. Yeni yılın, yüzyıldır savaş içinde olan ve yetmiş yıldır da işgal altında bulunan bir halk olarak bize beraberinde müjdeler getirmesini umuyoruz. Her yeni yılda, gelecek yılın sıkıntıların son bulduğu yıl olacağını söylüyoruz. Ancak her yeni yılın eskisinden daha kötü geçtiğine şahit oluyoruz. Bu yılın ilk müjdelerini ve işaretlerini halkı casuslukla suçlayan Mahmud Abbas’ın açıklamalarında gördük.
Şayet Abbas’ın ömrü yeterse, daha fazla diktatörlük ve zorbalık uygulama fırsatını yakalarsa, bu söyleminin sonraki konuşmalarının bir alt yapısı olacağı görünüyor.
Mahmud Abbas yeni yılda yaktığı mumu son umut olarak görmekte, bunu söndürmeye çalışanların ise casus ve ajan olduklarını iddia etmektedir. Yakılan mum veya meşale Fetih’in elindedir. Ancak bu el, Abbas’ın Gazze’deki eli değildir. Gazze’deki meşale onun elinde değil, onun amansız düşmanı olan Fetih liderlerinden Muhammed Dahlan’ın elindedir.
Ramallah’ta yakılan meşale töreninde konuşan Abbas’ın teamüllerin dışına çıkarak, konuşmasında oldukça sinirli, gergin ve asabi olduğu görüldü. Ancak onun bu öfkesi bazılarının sandığı gibi, daha önce öfkesini kustuğu, ağır ifadelerle suçladığı ve hareketin uzak olduğu ithamlarla suçladığı Hamas’a değildir. Abbas’ın öfkesi Yasir Arafat’ın ölüm yıldönümünde veya yeni yılın meşalesini yakmada farklı bir tavır sergileyen ve kendilerine ıslahatçı kanat diyen Fetih’in Dahlan grubuna idi. Ramallah’ta meşale yakan Abbas’ın sıkıntısı yüzünden ve hareketlerinden anlaşılıyordu. Sanki şeytan dokunmuştu. Bocalama onu sıradışı hale getirmiş ve teamüllerin dışına çıkarmıştı. Gazze’nin otoritesinin dışına çıkmasının korkusunu yaşıyordu. Buranın kendisine ve politikalarına karşı muhalif bir cephe haline gelmesinin sancısını yaşıyordu. Ajanlığın anlamını unutmuş gibi Gazze halkını ajan olmakla suçladı.
Ajanlık, Batı Yaka, Gazze ve hatta bütün Filistin’deki çocukların dahi anladığı tek bir manaya geliyor. O da işgalciyle işbirliği yapmak, işgal liderleriyle görüşüp vatan ve vatandaşlarla ilgili bilgileri paylaşmaktır. Ajan Filistin topraklarının %78’inden taviz eren, kendi doğduğu yerden vazgeçen… ve … ve kimsedir. Listeyi uzatmak mümkündür. Bu özellik, Filistin halkında olmayan bir özelliktir. Bu halkın bazı bireylerinde bulunsa da çoğunluğunda bulunmamaktadır. Gerçeği görmeyenler öfkelenmeye başlıyorlar. Hâlbuki resim oldukça açık ve nettir. Peki, bağlı bulunduğu bir cemiyetten bazıları kendisiyle birlikte meşaleyi yakmadı diye halkını ajan ve casus olarak ilan eden başka biri var mı?
Yeni yıl Abbas’ın başlattığı gibi olmayacak. Allah’tan bu yılı gelecek hayırların öncüsü kılmasını temenni ediyoruz. Filistin davasıyla ilgili siyasi ortam pek değişmeyebilir. Aynı kalabilir. Kim bilir belki de daha da kötüye gidebilir. İşgalciyle Arap rejimleri arasında ilişkileri normalleştirme dairesi daha da genişleyebilir. İşgalciyle direniş güçleri arasında da dramatik bir ilişkiye şahit olmayabiliriz. Ancak 2019 yılında 2020 yılı için ve gelecek adına olumlu işaretler görebiliriz. Amerika ve dünya çok kötü bir ekonomik sıkıntı yaşayacak, işgalci kimi alanlarda gerilerken aşırılıkta ve fanatiklikte yükselecektir. Abbas’ın istediği şekilde bir uzlaşı görmeyebiliriz, ancak direniş için güçlü ve kuvvetli bir cephenin kurulduğunu görebiliriz. Yine halkların ümmetin hedeflerine hizmet edecek şekilde rejimlerini değiştirmek için harekete geçtiklerine de şahit olabiliriz.
Umut konusunda aşırıya gitmek istemiyoruz. Lakin Allah’tan şartları hazırlamasını diliyoruz. Bunun da umutların hayat bulması için Allah’a iman ve amele; karşılaşacağımız her türlü eziyete rağmen umutla uyumlu bir çaba ortaya koymaya ihtiyacı vardır.
Çözüm bu aşamanın geçmesi için sabır göstermektir. İşte ondan sonra sıkıntılar bitecektir…
Mustafa Es-Savvaf / Filistin