NASRALLAH: Lübnan ve Filistin Direnişi, İsrail’i Rezil Etti

Hizbullah Genel Sekreteri, “Tecrübelere göre Amerika, tıpkı Afganistan, Irak, İran ve diğer ülkelerde başarısız olduğu gibi, siyasi alanda ve sahada da başarısız olmuştur” dedi.

Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, Muharrem Ayının dokuzuncu gecesi münasebetiyle yaptığı konuşmada şu ifadelerde bulundu: ‘Amerika’nın ve Siyonist rejimin zayıflığı onların iç cephesidir. Tecrübeler, Amerika’nın tıpkı Irak, Afganistan, İran, Yemen, Suriye, Lübnan ve diğer ülkelerde başarısız olduğu gibi siyasi ve saha alanlarında da başarısız olduğunu kanıtlamıştır.’

Nasrullah şunları vurguladı: “Lübnan’daki ve Filistin’deki direniş Siyonist rejimin yenildiğini, rezil olduğunu ve görkeminin kırıldığını kanıtlamıştır.”

Hizbullah Genel Sekreteri, Siyonist rejimin Gazze Şeridi’ne karşı yeni savaşına değindi ve şunları söyledi: ‘Bazı rejimler bizi İsrail’in bir barış güvercini olduğuna ikna etmek istiyor ama bu rejim cinayet ve suç üzerine kuruludur. Bazıları asıl gerçeğin peşindeyken, İsrail ise suç ve cinayet işlemeye dayanmaktadır.

Siyonist düşman, hüsrana ve hayal kırıklığına uğrasınlar diye, zayıf noktaları muhalif halkın gözünde büyütmeye çalışıyor. İsrail’in yürüttüğü askeri savaşların ve yarattığı tahribatın amacı psikolojik savaştır. Ancak Lübnan ve Filistin’deki direniş, işgalci rejimin ordusunun da yenildiğini, aşağılandığını ve heybetinin kırıldığını kanıtlamıştır.

Bazılarının çok büyük olduğunu ve istediği her şeyi yapabileceğini düşündüğü Amerika aslında öyle değil. Bu ülke, son on yılda korkunç başarısızlıklar yaşadı. ABD tıpkı Irak, Afganistan, İran, Yemen, Lübnan, Somali, Venezüella ve Küba’da başarısız olduğu gibi Vietnam’da da başarısız oldu ve bu ülkeyi aşağılanmış olarak terk etti. Birkaç yıldır Venezüella rejimini devirmeye çalışıyorlar. Tecrübeler Amerika’nın siyasette ve sahada da başarısız olduğunu kanıtlamıştır. Bu konuları tebyin cihadı ile aydınlatmamız gerekiyor.

Güçlü noktalarımızı öne çıkarmamız gerekiyor. Düşmanın zayıf noktalarını keşfetmeli ve bunları çatışmada kullanmalıyız. Bu da tebyin cihadının bir parçasıdır. Düşmanın şu anki en önemli zaafı nedir? Amerika ve İsrail’in iç cephesi… Eğer böyle bir anlayışa sahip olmasaydık, direniş yıllarca Gazze’yi nasıl destekleyebilirdi.

Umudumuzu güçlendirmeliyiz. Allah’a inanan kimse umutsuzluğa kapılmaz ve Allah’ın vaadine inanır. Bu da tebyin cihadının bir parçasıdır. Düşmanı kızdıran güçlü noktalarımızdan biri de Mehdi ‘nin (a.f) gelişiyle Mesih’in geri geleceğidir. Umutsuzluğa yer yok. Biz kesin bir kurtuluşu umut ediyoruz. Bu yüzden Selam Ya Mehdi (Selam Komutan) marşı onları rahatsız ediyor. Ya Mehdi, tüm insanlığın kurtuluşunun adıdır. Bu Hüseyni günlerde, Hazreti Zeyneb’in (s.a) Yezid’in meclisinde ne dediğine bir bakın. Hz. Zeyneb (s.a) orada şunu söylüyor: ‘Elinizden gelen her türlü hileyi, elinizden gelen çabayı gösterseniz de yine de Muhammed’in (s.a.a) vahyini öldüremezsiniz. İslam’ın cehaletle savaşının bittiğini sanıyorsanız yanılıyorsunuz.” Karşısında kardeşinin başı olan bu kadın umutla konuştu. Geleceğe bakarak konuştu.’