MAHMUD ABBAS’ın Direnişe Karşı Tutumu: NEFRET!

Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’ın tutum ve davranışlarını gözleyenler, onun şu anda son derece zor siyasi şartlarda yaşadığını, gergin olduğunu, bütün Filistinlilere karşı oldukça kötü kararlar aldığını görecektir.

Yine Mahmud Abbas’ı takip edenler, ondaki kötülük düzeyinin yükseldiğini, kin kustuğunu ve hesap görme yönüne doğru yol aldığını, intikam duygusuyla hareket ettiğini bariz bir şekilde görecektir.

Mahmud Abbas bütün Filistinlilere eziyet etmekten, her alanda zehrini kusmaktan geri durmuyor.

Onun kör kininden kurtulan tek bir Filistinli veya Filistinli grup yoktur.

Öyle ki onun bu tutumlarından mensup olduğu Fetih hareketi de nasibini aldı. Onun pervasız hareketleri nedeniyle en fazla Fetih’in zarar ettiğini söylemek de mümkündür.

Mahmud Abbas, bir yıldan beri bütün Filistinlilere, FKÖ bünyesinde yer alan hareketlere, Gazze halkına ve bizzat Fetih mensuplarına karşı cezalandırıcı adımlar atmakta ve kararlar almaktadır.

Abbas, FKÖ bünyesinde yer alan grupların Ulusal ve Merkez konseylerinin uzlaşı sağlanmadan ve gerçek bir ulusal uyum olmadan işgal altında toplanmasını reddetmelerini ve bu yöndeki taleplerini hiçe saydı.

Abbas, Fetih mensubu memurlarla, Siyonist işgal zindanlarında bulunan esirlerin maaşlarını kesti. Hastaların havalelerini durdurdu. Hastane temizliğini yapan şirketlerle anlaşmayı bozdu ve elektrikleri kesti.

Halkın seçtiği parlamentoyu kapatma kararı alan Abbas, uzlaşıyı ve uzlaşı hükümetinin çalışmalarını sabote etti. En sonunda Rafah kapısındaki memurları geri çekti.

Bunların yanında Filistin halkı aleyhinde daha birçok karara imza attı.

Mahmud Abbas’ın Filistin halkına, gruplara ve Gazze’ye yönelik bu şekilde histerik bir tutum sergilemesinin bazı nedenleri vardır:

1. Hamas’ın bir yıldan beri Gazze’ye yaptırımlar uygulayan ve bölgeyi kuşatan Abbas’ın tutum ve kararlarına karşı direnç göstermesi.

Abbas’ın yaptırım ve zulümlerine, baskı ve tehditlerine karşı direniş gösteren Hamas, onun hareketi zayıflatma ve kuşatma girişimlerini aşmayı başardı. Hikmetli politikalar geliştiren Hamas’ın diğer gruplarla sağladığı uzlaşı ve sahada gösterdiği olumlu çabalar, Abbas’ın bu yöndeki bütün planlarını boşa çıkardı.

2. Hamas’ın Batı Yaka’da Siyonist işgal hedeflerine yönelik askeri eylemlerde bulunması.

Batı Yaka’da işgal askerlerine yönelik eylemler gerçekleştiren Hamas mensubu direnişçiler, birkaç işgal askerini öldürmekle Batı Yaka’daki çatışmaların çıtasını yükseltti. Bu durum hareketin siyasi ve toplumsal ağırlığını artırdı. Bu durum Abbas ve başında bulunduğu yönetimin düşman lehine güvenlik hizmetleri yapan ve işgalciyi korumakla görevli bir kuruluş olduğunu ortaya çıkardı.

3. Hamas’ın gerçek bir ulusal proje oluşturmayı ve Filistin toplumunu oluşturan ana unsurları bir araya getirmeyi başarması.

Hamas bu yönde uzlaşı, ortaklık, özgür seçim ve toplu iradeyi esas alan kapsamlı bir uzlaşı bakış açısını geliştirdi. Buna karşı Abbas’ın rolü hep reddetme ve sabote oldu.

4. Büyük Dönüş ve Kuşatmayı Kırma Yürüyüşü gösterilerinin büyük bedel ve fedakârlıklarla çok diri bir şekilde sürdürülmesi, halkın buna büyük ilgi göstermesi, işgale karşı birçok düzlemde başarılar kazanılması, içerde ve dışarıda büyük bir Filistinli nüfusunun bunu desteklemesi ve etrafında kenetlenmesi.

5. Hamas’ın bölgesel olarak etkin birçok devletle yaşadığı ihtilafları bir kenara itmeyi başarması, bu ülkelerle diyalog kanallarını oluşturması, ilişkileri yeniden kurması ve güçlendirmesi.

6. Amerika idaresiyle işgal hükümeti arasında güçlü işbirliği ve bunun neticesi olarak Yüzyılın Anlaşması’nın hayata geçirilmek istenmesi, Amerika’nın Kudüs’ü işgal rejiminin başkenti ilan etmesi, Mahmud Abbas’ın barış ve devlet kurma umudunu yıkması, işgalcinin Yahudi yerleşim alanlarını artırmasını meşrulaştırması, Filistinlilerin dönüş hakkını düşürmesi, FKÖ’yü terör örgütü ilan etmesi ve bunun neticesinde, Mahmud Abbas’ın görüşme endeksli rüyasının son bulması.

7. İçerde ve dışarıda halkın Hamas’a büyük bir teveccüh ve ilgi göstermesi.

Hamas’ın Filistinli mültecilerin sorunlarına eğilmesi, çözüm için çaba harcaması ve onları korumaya çalışması.

Hamas’a yönelik bu ilgi ve teveccühü Batı Yaka’daki üniversitelerde yapılan öğrenci seçimlerinde görmek mümkün olduğu gibi, Filistinli mültecilerin bulunduğu ülkelerde mültecilerin harekete yönelik tutumlarında da görmek mümkündür.

Yukarıda sıralanan veya buraya alınmayan nedenler, Mahmud Abbas’ı ulusal uzlaşıyı sabote etmeye, Filistin ulusal projesini yok etmeye ve direnişe düşman kesilmeye itti. Abbas işgalciye sunduğu bütün hizmetlere karşı ondan bir mükâfat da alamadı. En son yaptığı açıklamada işgalciyi savunarak, onunla yaptığı güvenlik koordinasyonun devam edeceğini vurguladı ve işgale karşı her türlü direnişi reddettiğini bir kez daha ifade etti.

Problem şurada. Abbas’ın bu histerik tutumundan en fazla zarar gören Filistin davası ve Filistin ulusal projesidir. Kahraman şehitlerle esirlerdir. El-Bergusi ve Nealive ailelerinin çektikleri sıkıntılar ve karşılaştıkları muamele bunun açık delilidir.

Refet Murra / Filistin