Joe Biden De Trump İle Aynı Siyonist Duruşu Sergiliyor

Gergin ve bir o kadar da tartışmalı geçen seçimlerin ardından ABD’nin başına geçen Joe Biden yönetimi, muhtelif ülkelerin insan hakları konusundaki uygulamalarının kapsamlı şekilde değerlendirildiği 2020 İnsan Hakları Raporu’nda, Batı Şeria’yı “işgal edilmiş bölge” olarak tanımlamaktan kaçındı. Bu yaklaşımıyla Biden yönetiminin, ABD eski Başkanı Trump ile aynı yerde durduğu yorumu yapıldı.

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, bakanlık binasında düzenlediği basın toplantısında açıkladığı insan hakları uygulamaları hakkındaki ülke raporunda, “İsrail’i ve Filistin topraklarını tanımlamak için (raporda) kullanılan ifadeler, Kudüs’teki İsrail egemenliğinin sınırları veya İsrail ile gelecekteki bir Filistin devleti arasındaki sınırlar başta olmak üzere çatışma taraflarının üzerinde ittifak edeceği nihai anlaşmalara yönelik herhangi bir pozisyonumuzu yansıtmıyor.” ifadelerine yer verildi.

Dışişleri Bakanlığı’nın sayfasında yayınlanan raporda, İsrail ve Filistin ile ilgili meselelerin ele alındığı kısımla ilgili, “Raporun bu bölümü, İsrail’in yanı sıra Golan Tepeleri ve İsrail’in Haziran 1967 Savaşı sırasında işgal ettiği Doğu Kudüs topraklarını da kapsıyor.” denildi.

Söz konusu raporda, ABD’nin 2017’de Kudüs’ü İsrail’in başkenti, 2019’da ise İsrail’in Golan Tepeleri üzerindeki egemenliğini tanıdığına işaret edildi.

Öte yandan 2018’den önce yayınlanan yıllık raporlarda olduğu gibi en son neşredilen raporda neden Batı Şeria’nın işgal edilmiş bölge olarak tanımlanmadığı sorusuna ABD Dışişleri Bakanlığı’ndaki insan hakları görevlisi Lisa Peterson, “Amerikalı diplomatlar yalnızca coğrafi sınırlamalara uymayı tercih ettiler.” yanıtını verdi.

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın her yıl yayınladığı insan hakları raporunda, 2018’e kadar Batı Şeria ve Gazze’deki bazı bölgeler için “işgal altındaki topraklar” ifadesi kullanılıyordu. Siyonist lobilerin uşaklığını yapmakla bilinen Donald Trump’ın başkanlık ettiği 2018 ve 2019 yıllarında yayınlanan söz konusu raporlarda, Batı Şeria için kullanılan “işgal altındaki” ifadesi çıkarıldı. Bu durum, Biden yönetimi döneminin ilk insan hakları raporunda da devam etti.

Diğer taraftan İsrail merkezli The Jerusalem Post gazetesinin yayınladığı rapora göre, Trump’ın ABD başkanlığı döneminde, işgal altındaki Batı Şeria’da özellikle de C bölgesinde Yahudiler için inşa edilen yerleşim birimi sayısında ciddi artış gözlemlendi.

Gazetede yer alan, İsrail sivil toplum kuruluşlarının yayınladığı rapora göre, aşırı sağcı siyasi partilerin hüküm sürdüğü İsrail rejimi, Trump’ın Beyaz Saray’da geçirdiği dört yıllık zaman zarfında 41 yerleşim merkezi kurarak Batı Şeria’daki C Bölgesi üzerindeki hakimiyetini sağlamlaştırdı.

Filistin yönetimi ile işgal rejimi arasında 1995’te imzalanan “İkinci Oslo Anlaşması” çerçevesinde işgal altındaki Batı Şeria A, B ve C bölgelerine ayrılmıştı. Yüzde 18’i kapsayan “A bölgesi”nin yönetimi idari ve güvenlik olarak Filistin’e, yüzde 21’lik “B bölgesi”nin idari yönetimi Filistin’e, güvenliği ise İsrail’e devredilirken, yüzde 61’ini kapsayan “C bölgesi”nin idare ve güvenliği İsrail’e bırakılmıştı.