Siyonist rejimin başbakanının sponsorlarından biri, bir konuşmasında; İran ve Müslüman Kardeşler’in bölgede barışı engellediği ve İran’ın yok edilmesi gerektiğini söyledi.
Siyonist Netanyahu’nun ve rejimin diğer sağcı hareketlerinin sponsorcuları denildiğinde, İran’a karşı nükleer bir saldırıyı savunan, dev kumarhane endüstrisi devi Sheldon Adelson’un adı geliyor. Fakat Netanyahu’nun, Sheldon Adelson dışında İran ve İslam karşıtı olan ve Siyonist rejimi kutsal bir varlık olarak gören başka bağışçıları da var.
Bunlardan biri de, İran medyasında daha az tanınan, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Likud Siyonist lobisini yöneten Amerikan-İsrail milyarderi Kenneth Abramowitz’dir ve en az 2007’den beri Netanyahu’nun kampanya merkezine yardım ediyor.
İlaç endüstrisinde ve tedavisinde çalışma yapan, aynı zamanda Batı Şeria’nın işgal altındaki bölgelerindeki Siyonist yerleşimlerin genişlemesi için finansal yardım toplayan “İsrail Bağımsızlık Fonu”nun da başında bulunuyor.
Abramowitz daha önce defalarca Filistin’in geri kalan bölgelerini Siyonist yerleşim yerlerine ekleme gerekliliği ve İran’la çatışma hakkında konuşmuş, geçen hafta yaptığı bir konuşmada ise İsrail’in, ‘İran’ı yok etmek’ için çalışması gerektiğini söyledi. Konuşmasında dünyanın gelecekteki savaşını “Üçüncü Dünya Savaşı” olarak niteledi ve Batı medeniyetinin İran’ı, Müslüman Kardeşler’i ve solcu siyasi hareketleri yok etmesi gerektiğini belirtti.
Abramowitz’nin konuşmasının satır başları şöyle:
İsrail: İran’ı Yok Etmeli
“İran ve Müslüman Kardeşler yok olmayıncaya kadar Orta Doğu’da barış planı başarılı olmayacaktır. Bu anlaşılması gereken bir anahtardır. Kötü güçler yok edilinceye kadar, İsrail barışçıl olabilecek hiçbir konuda ilerleme kaydedemez…”
Filistinlilerin Toprakları İlhak Edilmeli Ve Haklar Kısıtlanmalı
“İsrail ve ABD, İsrail’i tek taraflı eylemlerle konumunu güçlendirebilir, çünkü onunla pazarlık edebilecek kimse yok. Bu nedenle İsrail, Kudüs’ün doğu kesiminin eğitim sistemini de ele geçirmelidir. İsrail Kudüs’teki okulları kapatmalı ve kontrol altına almalı…”
Üçüncü Dünya Savaşı
“Biz şimdi Üçüncü Dünya Savaşı’ndayız. Üçüncü Dünya Savaşı’nda ve demokrasiler ile diktatörlükler arasındaki savaşta olduğumuzu temin ederim. Dünya halkının yarısı Batı medeniyeti dediğimiz demokraside yaşıyor; yarısı da diktatörlük dediğimiz diktatörlükte yaşıyor. Temel olarak, demokrasiler ve diktatörlükler arasında bir savaş var…”