İSRAİL İşgali, İnsanlığa Karşı CİNAYET Simgesi!

BM Araştırma komitesi 2018 ‘de Gazze sınırındaki protesto eylemleri ve İsrail’in tecavüzlerini konu alan bir raporu ve tehlikeli cinayetleri işlemekle suçlanan İsraillilerin listesini hazırlayıp, bunların Uluslararası Ceza Mahkemesine sunulacağı bildirildi.

Sözkonusu rapor siyonist rejim İsrail’i uluslararası insan haklarının ihlalcisi olarak tanıtmıştır. BM’nin soruşturma komitesi, İsrail’in geri dönüş yürüyüşlerinde  Filistinli protestoculara karşı silah kullanarak İsrail’in “insanlığa karşı suçlar” işlediğini belirten 250 sayfalık raporunu sundu.

Yasal tanımlara göre, doğrudan hasmane eylemlerde bulunmayan sivillerin kasıtlı olarak öldürülmesi bir savaş suçu sayılıyor. Siyonist rejim askerleri  Gazze sınırında Filistinlilerin geri dönüş haklarını protesto eden Filistinlilere ateş açarak şimdiye kadar 270 den fazla Filistinlinin şehit olması ve 27 bini aşkın Filistinlinin de yaralanmasına neden olmuştur.

Ayrıca İsrail keskin nişancıları kasıtlı olarak çocukları, imdat çalışanları ve gazetecileri hedef almıştır. Bir süre önce BM’deki Gazze Şeridi olaylarının gerçeğini bulma komitesi başkanı Santiago Canton, İsrail askerlerinin uluslararası insan hakları ve insani hukuku ihlal ettiğini söyledi.

Canton, bu ihlallerin savaş suçları veya insanlığa karşı suçlar olduğunu vurguladı. BM uzmanlarının da defalarca vurguladıkları gibi İsrail Gazze’deki Filistin halkının yürüyüşleri ile ilgili insanlığa karşı suç işlemiştir.

Geri dönüş hakkı isimli barışçıl yürüyüşleri 30 Mart 2018 tarihinden bu yana Gazze şeridinde başlamış ve devam etmekte ve Siyonist rejimin ölüm makinesi bu yürüyüşleri durdurmak için şiddetli bir şekilde Filistinlileri şehit etmekle  meşgul.

Siyonist rejimin en önemli insanlık dışı cinayetleri bu  sahte rejimin kuruluşundan önce de başlamıştır. Söz konusu cinayetler öldürme, zorunlu göç ve insanları evsiz barksız bırakma ve terör faaliyetleri  şeklinde sürdürülmüştür.

Uluslararası Ceza Mahkemesi Statüsü de dahil olmak üzere çok sayıda uluslararası sözleşmeye göre,soykırım suçu, insanlığa karşı ve savaş suçudur.

Gıda ve ilaç akışını önlemek, tedavi için Gazze dışına çıkmak isteyen hastaların çıkışını önlemek ve esirlere işkence yapmak da dahil olmak üzere Gazze’de yaşananlar, “ortadan kaldırmak”, “zulüm”, “apartheid suçu” ve “işkence” nin açık örneği olup Uluslararası Ceza Kanunu’nun 7. maddesinde “insanlığa karşı suç teşkil eden” davranışların bir kısmı olarak anılıyor.

Gerçek şu ki, Siyonist rejimin Filistinlilerin öldürülmesindeki eylemlerinin insanlık ve soykırım suçlarına açık bir örneği olduğu ve bu rejimin Gazze’ye yönelik acımasız saldırıları da dahil olmak üzere son yıllarda siyonist rejimin cinayetlerinin şiddeti ve Gazze’ye acımasız saldırıları dünya halkının yüreğini sızlatmıştır.

Bu suçlar öyle korkunçtu ki, uygulama boyutları son aylarda Birleşmiş Milletler Konseyi ve Hukuk Komiteleri de dahil olmak üzere birçok uluslararası hukuk organı toplantısının gündeminde yer almıştır.

Son yıllarda Direniş Cephesinin Siyonist Rejime indirdiği ezici darbelere şahit oluyoruz. Bu başarılar güç ve caydırıcılık denklemlerinde de büyük değişikliklerin meydana gelmesine yol açtı. Böylece Batı Asya’daki denklemler Direniş Ekseni lehine altüst olmaya başladı. Bu gelişmeler ise pratikte Siyonist Rejim makamlarını şaşkına çevirip kafalarının karışmasına neden oldu.

Filistin’in yeni kuşaklarının Siyonist Rejim karşısındaki takdire şayan direnişi, Filistin halkının uzun süre işgal altında olmasından dolayı mücadeleden vaz geçip ümitsizliğe kapıldığını düşünen Siyonist Rejimin tüm denklemlerini altüst etmiştir.

Filistinli gençlerin İntifada Hareketi çerçevesinde iradeli ve ezici hareketleri, aslında yeni neslin Filistin Ülküsüne bağlı olduğunu gözler önüne sermektedir.

Filistinlileri direnişe verdikleri desteği arttırarak Siyonist Rejimin özellikle de Gazze Şeridi’ndeki afaki hayallerini suya düşürerek, işgalciliği kabullendirmeye yönelik çabaları da sonuçsuz bırakmıştır.

Siyonist Rejim İsrail askeri makamları defalarca Yeni İntifada’yı yöneten Filistinli genç kuşağın, önceki kuşaklara göre daha pervasız ve korkusuzca Siyonist Rejim ile mücadele ettiklerine itiraf etmişlerdir. Böyle bir ortamda kimi Siyonist Rejim makamları, açıkça işgalci Siyonist Rejimin dağılması için geri sayımın başladığını itiraf ediyorlar.