İSRAİL’in GAZZE Politikası: “Ne Yaşasın, Ne Ölsün”

Dünyanın anlamadığı veya işgalcinin gizlemeye çalıştığı gerçek bunun tam tersidir. Çünkü sınır kapılarında ticari hareket %1’i geçmiyor.

Bu politika ve tutumuyla işgal rejimi, 2006 yılında yapılan seçimlerden Hamas’ın zaferle çıkmasından sonra Gazze’ye yönelik hayata geçirdiği ‘ne yaşasın ne de ölsün’ politikasını daha da kökleştirmek istiyor.

Korkunç etkiler

Siyonist işgal rejiminin Gazze’ye yönelik ambargosu on iki yılı doldurdu. İşgal rejimi oldukça uzun geçen bu yıllarda Gazze’ye yönelik ambargosunu daha da ağırlaştırma yoluna gitti. Zaman zaman yasakladığı listeye yeni kalemler eklerken, bazen de kapıları tamamıyla kapatarak halka sıkıntı vermeye çalıştı.

Filistin İnsan Hakları Merkezi yaptığı değerlendirmede işgalci İsrail’in geçen aylarda Gazze’ye yönelik yeni yaptırımlar uyguladığını belirterek, bazı kalemlerin girişine izin vermezken, istisnai olarak gıda ve ilaç gibi bazı kalemlere izin verdiğini açıkladı.

İşgal rejimi son aylarda Gazze’den ürün ihracatını tamamıyla engellediği gibi, ithalatı da engelledi.

Siyonist işgal rejiminin Gazze üzerindeki kuşatmayı ağırlaştırmak için üst üste aldığı kararlar ve hayata geçirdiği uygulamalar, Gazze’nin tek ticari kapısı olan Kerem Ebu Salim Kapısını kapatması; yakıt, gaz ve Gazze halkının temel ihtiyaçlarını karşılayan malzemelerin girişini engellemesi, doğurduğu tehlikeli ve ağır koşullar nedeniyle iki milyon insanın yaşadığı Gazze’nin insani, sosyal ve ekonomik olarak kötüleşmesine neden oldu.

Öldürmeden hayatta bırakma

Gazze’ye uygulanan ambargoyu değerlendiren ekonomi uzmanı Usame Nevfel durumu “Siyonist işgal rejimi Gazze’ye öldürmeden hayatta bırakma politikasını uyguluyor” şeklinde özetliyor.

Nevfel, “İşgal rejimi Gazze’ye ambargo uygulamaya başladığı ilk günden beri birçok kalemi yasaklı ilan etti ve bunları yasak listesinden hiç indirmedi. Bunların çift yönlü kullanılabileceğini iddia ediyor. Gerçekte ise bunlar üretim, sanayi ve ziraat sektörlerinde kullanılan malzemelerdir. İşgal rejimi Gazze’ye minimum düzeyde ürün geçişine izin veriyor. Bu yolla kapılardan giren bütün ürünlere karşı tam bir tahakküm sağlamış durumda. Gazze’nin dış dünyaya ürün ihraç etmesini de engelliyor. Bu konuda izin verdiği kalemler bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar azdır” dedi.

İşgalcinin uygulamaları sonucu Gazze’nin ekonomik olarak İsrail’e bağımlı hale geldiğini belirten Nevfel, “Gazze ithal ettiği ürünlerin %85’ini işgal rejiminden temin ediyor. Buna karşılık paralar da ona gidiyor” ifadesini kullandı.

Maliye Bakanlığına bağlı Planlama Dairesi Müdürü yaptığı değerlendirmede, “Gazze’de yaşayan halkın alım gücünün düşmesi sebebiyle bölgeye giriş yapan tırların sayısında azalma var. 2015 yılında 700 kamyon ve tır giriş yaparken şu anda sadece 300 araç giriş yapabiliyor. Birçok kalem ve ürünü yasaklayan işgal rejimi hâlâ kapının açık olduğunu iddia ediyor” dedi.

Ekonomi uzmanı değerlendirmesinde, Filistin Yönetimi’nin Gazze’ye uyguladığı yaptırımların dışarıdan yapılan ithalatı önemli ölçüde etkilediğini belirterek, vatandaşların alım gücünün azalmasının çok az sayıda ürünün girmesine zemin hazırladığını ifade etti.

Nevfel halkı bir başka tehlikenin de beklediğini hatırlatarak “Gazze’ye giren yardımların %4’ü insani yardımlardır. Bu çok tehlikeli bir gelişmedir. Bu oran, yardımların ne kadar gerilediğini gösteriyor. 2015 yılında %14-15 olan yardımlar şimdi %4’ü geçmiyor” değerlendirmesinde bulundu.