İSRAİL’den BAE-Suud-Bahreyn’e CASUS Cihazları

Haaretz gazetesi konu ile ilgili geçtiği raporunda, İsrail casusluk ve dinleme cihazları kullanmakta dünyada birinci sırada yer aldığını belirtti. Haberde casusluk cihazları casuslara hedef kişilerin internet sayfalarına, elektronik posta kutularına ve cep telefonlarına nüfuz etme ve oralarda bulunan bilgileri çalma imkanı sağladığı belirtildi.

İsrail’in Valla adlı siyonist sitesinin raporuna göre korsan İsrail iç güvenlik bakanlığı bu rejimin iki firmasına bu alandaki hizmetlerini Bahreyn, BAE ve Suud rejimine satış izni verdiği anlaşılıyor.

Son aylarda başta Bahreyn, BAE ve Suud rejimi olmak üzere bazı Arap rejimlerin liderleri eli masum Filistinli kadınların ve çocukların kanına bulaşan siyonist rejim İsrail ile ilişkilerini normalleştirmeyi gündemlerine aldıkları gözleniyor. Bu şartlarda korsan İsrail savaş eski Bakanı Moşe Yalon da bu rejimlerin İsrail’in yeni dostları olduklarını açıkladı.

Gerçekte Bahreyn, BAE ve Suud rejiminin İsrail ile ilişkilerini normalleştirme çabaları, bu rejimin son yıllarda Filistin milletini bastırmaya ve Filistinli bölgeleri işgal etmeye devam ettiği ve halâ bir çok İslam topraklarını işgal altında tuttuğu halde gündeme geliyor.

Bir süre önce de Amerika’nın Foreign Policy dergisi BAE ve Suud rejimi Fars körfezi bölgesinde bir casusluk imparatorluğu kurma çabasında olduklarını ve bu uğurda Amerika ve korsan İsrail’in onlara geniş çapta lojistik ve teknik destek verdiklerini yazdı.

Amerika’da bir başka dergi de Bahreyn, BAE ve Suud rejimi dünyada kendi vatandaşlarına ve çevrelerindeki ülkelere yönelik casusluk ve terör eylemleri bakımından en ön sıralarda yer aldıklarını belirterek, bu rejimlerin Batı ve İsrail’den satın aldıkları en gelişmiş casusluk cihazları ile kendi halkını en sıkı biçimde gözetlemenin yanında bölgede casusluk ve terör faaliyetleri yürüttüklerini yazdı.

Yahudi asıllı Rus gazeteci yazar İzrail Şamir ise Suud rejiminin veliaht prensi Muhammed bin Salman Ortadoğu bölgesinde bazı terör örgütlerini yönettiğini ve onları kontrol altında tuttuğunu ve Arabistanlı muhalif gazeteci yazar Cemal Kaşıkçı cinayeti de onun talimatı ile gerçekleştiğini belirtiyor.

Bundan başka bir süre önce bir başka skandal gelişmede BAE rejimi de Suud rejimi elebaşıları ile koordineli bir şekilde siyonist rejimin bir casusluk cihazlarını satan firmasından Katar emiri Şeyh Tamim bin Hamd Al-i Sani’nin cep telefonuna nüfuz ederek konuşmalarını dinlemesini istedi.

Bu anlaşmada dikkat çeken nokta ise, BAE rejimi siyonist firma ile anlaşmasında sadece Katar emirini hedef almamış olması ve bunun yanında Lübnan Başbakan Saad Hariri ve Suud prensi Matab bin Abdullah da BAE rejiminin hedefinde yer alan şahsiyetler olmasıydı.

Her halükarda Bahreyn, BAE ve Suud rejimi Amerikalı ve İsrailli casusların bölgenin askeri, güvenlik ve iktisadi yapılarına nüfuz etmelerine kapıları açık bırakarak pratikte bu rejimlerin sultacı, yağmacı ve garez-kar planlarına hizmet ediyor.

Kuşkusuz bu rejimlerin Amerika ve korsan İsrail ile askeri ve güvenlik alanlarında işbirliği yapmaları bölgenin daha fazla tehdit altına girmesinden başka hiç bir getirisi olmayacağı kesindir.