İslami Cihad’ın İran Temsilcisi Ebu Şerif; bugün tüm Arap ülkelerinin ABD ve Siyonist rejim ile el sıkıştığını ve zillet içinde onlarla birleştiğini, ancak İran’ın bölgede direniş yolunda hareket ederek, kendisi için izzet ve onur getirdiğini belirtti.
Ebu Şerif, İslam ülkelerinin geçen çağda emperyalistler tarafından parçalanıp, işgal edilmesinin bu ülkelerin geri kalmışlığına yol açtığına işaretle, direnişin hedefinin İslam ümmetinin işgal öncesi yeri ve konumuna geri dönmesi olduğunu kaydetti.
Direnişin esas hedefinin Siyonist rejim karşısında kendini savunmak ve Filistin topraklarını işgalden kurtarmak olduğuna dikkat çeken Ebu Şerif, emperyalizmin tüm İslam ümmeti üzerinde hegemonya kurduğuna işaretle, Suudi Arabistan ile Filistin arasında hiçbir farkın olmadığını çünkü her ikisinin işgal edilmiş olduğunu kaydetti.
Filistin topraklarının Siyonistler tarafından ve Suudi Arabistan’ın da kukla yöneticiler tarafından işgal edildiğini hatırlatan Filistin İslami Cihad Hareketi’nin Tahran Temsilcisi; Filistin’in 1917 yılında İngilizler tarafından işgal edilmesine ve ardından 1948 yılında İngilizlerin Filistin topraklarını Yahudi çetelere teslim etmesine dikkat çekerek, aynı yılda Filistin toprağının yüzde 78’inden fazlasının Yahudiler tarafından işgal edildiğini vurguladı.
İşgal toprakları sakinlerinden yüzde 20’sinden fazlasının Filistinli olduğuna dikkat çeken Ebu Şerif, Batı Yaka ve Gazze’de yaklaşık 7 milyon, diğer ülkelerde ise 7.5 milyon Filistinli nüfusun bulunduğunu hatırlatarak, Gazze topraklarının da bir Nazi cezaevi haline geldiğini ve sakinlerinin büyük ekonomik sorunlara maruz kaldığını kaydetti.
İslami Cihad Temsilcisi sözlerinin devamında, birçok uluslararası düşünüre göre İslam İnkılabı’nın İmam Humeyni Rehberliği’nde gerçekleşen çağımızın en büyük devrimi olduğunu vurguladı.
İmam Humeyni’yi (r.h) Filistinliler dahil tüm İslam ümmetinin lideri olarak niteleyen Ebu Şerif, Birçok Arap ülkeleri ve devletlerinin aksine İran’ın insanlık tarihinin en büyük gücü ABD karşısında durup, kudretle direniş gösteren bir ülke olduğunu kaydetti.
Amerikalılar ve Siyonistler karşısında Arap devletlerinin düşkünlüğünden söz eden Ebuş Şerif, İran’da İslam Cumhuriyeti Nizamı kurulduktan sonra, bölgede Siyonistlerin durumunun çok kötüleştiğini ve Siyonistlerin yayılma sürecinin tamamen durdurulduğunu kaydetti.
İran tarafından bölge denklemleri değiştirildikten sonra gelinen noktada Siyonistlerin kendi bekaları için yalvarmakta olduklarına işaret eden Ebu Şerif, Siyonistlerin 33 Günlük Savaş’ta ve Gazze sakinleri karşısında küçük düşürücü şekilde yenilmelerinin bu rejimin bölgedeki kötü duruma düştüğünü gösteren örnekler olduğunu ifade etti.
Siyonist rejimin Hizbullah’ı stratejik düşmanı olarak gördüğüne dikkat çeken İslami Cihad Temsilcisi; Hizbullah’ın Siyonistlerin içine korku saldığını vurguladı.
ABD’nin Afganistan ve Irak’ı işgal etmesine ve işgali için 6 trilyon dolar para harcadığına dikkat çeken Ebu Şerif, ABD’nin sorunlar kapanına kısıldığını kaydetti.
İran’ın belli bir bedel ödemen mücadele sahalarında zafer elde ettiğini hatırlatan Ebu Şerif, direniş hattını zafer ve hakikat yolu olarak niteledi, İran ve İslam ümmeti öncülüğünde direniş cephesinin mücadeleyi kazanacağını ve Siyonistlerin işgal toprakları ve Mescid-i Aksa’dan firar etmek zorunda kalacağını vurguladı.
İslam milletlerinin tarihi bir yol ayrımına geldiğine dikkat çeken İslami Cihad Hareketi’nin Tahran Temsilcisi; İslam milletlerinin özgürlük ve izzet yolu ile Amerikalılar ve Siyonistlerle uzlaşma yolu arasında birini tercih etmesi gerektiğini kaydetti.