İntifada’nın Öğrettiği Tek Şey DİRENİŞ!

Filistin halkı Kudüs intifadasının 21’inci yıldönümünde protesto gösterileri düzenleyerek işgalci Siyonist Rejimin siyasetlerini ve cinayetlerini kınadı. İsrailli askerler ise Filistinli protestoculara saldırarak onlarca kişiyi yaraladı. Hafta içinde de 8 Filistinli Siyonist askerler tarafından şehit düşürülmüştü.

El-Aksa İntifadası  1 Ekim 2000’de başlamış ve 8 Şubat 2005’e kadar Şerm el-Şeyh’te ateşkes anlaşması imzalanan kadar devam etmişti. 4 yıl 4 ay boyunca 3 bin 712 Filistinli şehit düşürülmüş ve on binlerce Filistinli de yaralanmıştı.  Buna rağmen Filistinliler hiçbir zaman direnişten vaz geçmeyip tam tersi bu direnişi hep güçlendirmeye çalıştılar.

Filistinlilerin direnişe inançlarının açık ve net göstergesi ise 2005’te el-Aksa intifadasının  sonlandırılmasının ardından şimdiye dek binlerce Filistinlinin şehit düşürülmesi ve on binlercesinin de yaralanması ve tutuklanmasıdır.  Tüm bu olaylara rağmen yine de Filistinlilerin direnişten vaz geçmediği görülmektedir.

Direnişin güçlenmesinin emaresi de 11 Günlük son savaştı.  Bu savaşta 4 bini aşkın füze Gazze şeridinden işgal altındaki topraklara fırlatıldı. Bu füzelerin yaklaşık yüzde 85’i  İsrail savunma sistemlerini delip geçmeyi başardı. Zaten siyonist rejim hava savunma komutanı da Demir Kubbe savunma sisteminin işlevsizliği ve zafiyetlerini itiraf etti. Gerçekte el-Aksa intifadasının 4 yıl 4 ay gibi uzun bir süre devam etmesine rağmen son savaşta İsrail Filistin direnişine sadece bir kaç gün dayanabildi.

Kuşkusuz İntifada, bu başarıların gelmesinde büyük bir rol oynadı.  İntifada  gelecek nesil için Filistin kimliğinin simgelerindendir.  İntifada,  çatışmaların çıkmasının işgalci rejimin Mescid-i Aksay’ya müdahalesinin sonucu olduğunu gösterdi.  Siyonist rejim muhalefet lideri  Ariel Şaron’un 1 Ekim 2000 tacizinin ardından El Celil, El Musalles ve El Nakab’daki 1948 işgalinde yaşayan Filistinlilerin haklarını izleme yüksek komitesi  genel bir grev çağrısında bulundu. Ancak Siyonist Rejim güvenlik güçleri bu grevin başarılı olmasının ardından şiddet ve bastırma ile protestocuları kurşunlar ile hedef aldı ve 8 gün içerisinde 13 Filistinli’yi şehit düşürdü.

 İşte bu gelişme Filistinli gençleri de belli bir farkındalık düzeyine taşıdı. Artık herkes Mescid-i Aksa’nın  Filistinlilerin ayrılmaz kimlik parçası olduğunu biliyor. Siyonist Rejim ise her daim bu önemli kimlik kodunu yok etmeye çalışmıştır.

Buna ilaveten intifada, Filistinlere, toprakları ve kimliklerini savunmak için kimseye bağlı kalmadan da askeri olarak güçlenmeleri gerektiğini hatırlattı.  Bu yöndeki düşünceler ise daha da güçlendi. Çünkü  Filistin’i desteklediklerini iddia eden gerici Arap ülkeleri  bile Siyonist Rejim İsrail ile ilişkileri normalleştirmeye başladılar.  Bu doğrultuda,   Filistinlilerin el-Aksa intifadasının 21’inci yıldönümünü andıkları sırada Bahreyn ve Al-ı Halife rejimi Siyonist Rejim dışişleri bakanı Yair Lapid’i ağırlamaktadır.

Burada göze çarpan bir başka konu da intifadanın Filistinlilerin çıkarlarının tek çözüm yolunun uzlaşma değil direniş olduğunu ispatlamasıdır. El-Aksa intifadasının üzerinden 21 yıl geçtiği bir sırada  Filistin Özerk Teşkilatı  hala  İsrail ile uzlaşma ve müzakere istemektedir.  Buna rağmen siyonist rejim şiddet ve cinayetlerini zirveye taşımıştır. Burada dikkat çeken husus İsrail’in şiddetinin sadece Gazze ile sınırlı kalmayışıdır.  Batı Şeria ve Kudüs’te de durum aynıdır. 

Son haftada şehit düşen 8 kişiden 6’sı Batı Şeria ahalisindendir.  Böylece uzlaşma ve müzakerenin de Filistinlilere karşı cinayetleri azaltamadığı tam tersi cinayetleri arttırdığı görülmektedir.  Sadece 1 Ekim tarihinde 90 Filistinli Batı Şeria’da İsrail  askerleri tarafından  yaralandı.

Son nokta ise İsrail’in Filistinlilere yönelik cinayetlerinin belli kişilere mahsus olmayışıdır. Sonuçta iktidarların değişmesi bile şiddetin azalmasına yol açmıyor.  Tam tersi tüm İsrail iktidarları Filistinlilere baskıya inanıyor.