GAZZE, Sükunet Mi – FIRTINA Öncesi Mi?

Gazze ise diken üstünde; gergin ve alarm durumunda.

Kassam Tugayları askeri bildiriyi, işgal ordusu topçusunun Çarşamba akşamı Gazze’nin doğusunda direnişe ait bir gözetleme noktasını bombalayarak Mevzi Koruma biriminde görevli mücahitlerden üç kişiyi şehit edip dördüncüsünü de ağır yaralamasından sonra yayınladı. İşgal topçusunun saldırısı, direnişin misilleme yaparak Gazze çevresindeki Yahudi yerleşkelerine füze atmasına neden oldu.

Askeri bildiri yayınlayan Kasam Tugayları “Düşman halkımıza ve mücahitlerimize karşı günü birlik işlediği cinayetlerin bedelini ağır şekilde ödeyecektir” dedi. Peki, Gazze’nin şu anda yaşadığı sakin anların sırrı nedir? Acaba bu, fırtınadan önceki sessizlik midir?

Direnişin karşılık vermesi için kapı açık

Durumu değerlendiren siyasi analist Hamza Ebu Şenneb “işgalci İsrail’in saldırılarına misilleme yapmak için direnişin önü açık. Bunun zaman ve mekânını belirleyecek olan direniş güçleridir. Biz şu anda ateşkesin olmadığı bir anda yaşıyoruz. Dolayasıyla her şey olabilir” dedi.

Bu konuda Ebu Şenneb’e katılan siyasi analist Eymen Er-Rufati ise, geçmiş birkaç saat içinde alınan ateşkes kararı ve bundan sonra Kassam Tugayları ile diğer grupların güçlerini alarma geçirmeleri, direniş güçlerinin işgalciye uygun misilleme yapma ve onu yeni bir saldırı yapmaktan vazgeçirme konusunda azimli olduklarını gösterdiğini söyledi.

Er-Rufati yaptığı açıklamada direnişin misilleme için uygun fırsatı kolladığını, bununla daha önce saldırıya karşı saldırı denklemini oturttuğu gibi şimdi de kana karşı kan denklemini hayata geçirmek istediğini ifade etti.

Uçurumun kenarında

Diğer taraftan İsrail işleri konusunda uzman araştırmacı yazar Adnan Ebu Amir ise, Hamas ve işgalci İsrail’in uçurumun kenarında yürüdüklerini ve çukura düşmek istemediklerini belirterek, her iki tarafın da yeni bir savaşın zor, ağır, şiddetli, farklı ve külfetli olacağını düşündüklerini söyledi.

Ebu Amir “daha fazla şehit olursa veya direniş daha çok Siyonist’i öldürürse işlerin daha zor bir aşamaya gelmeyeceğini kimse garanti edemez. Bu sefer hesaplar çok hassas ve dakiktir” dedi.

Ebu Amir değerlendirmesinde, Hamas hareketinin çatışmaya girmek istemediğini, ancak işgal rejiminin askeri gücüne zarar verecek ve etkili komutanlarını öldürecek düzeyde ani bir şekilde saldırmasından da korktuğunu ifade etti.

Bu aşamada ateşkes ile tırmandırma seçeneklerinin eşit olduğunu hatırlatan Ebu Amir, ancak direnişin daha önce kabul ettiği ‘ateşkese karşılık ateşkes’ seçeneğini artık kabul etmeyebileceğinden tırmandırma seçeneğinin daha ağır bastığını kaydetti.

Ebu Amir ayrıca, direnişin bu aşamada savaştan çok Gazze’nin durumu, üzerindeki kuşatma ve gittikçe kötüleşen insani durumla ilgilendiğini hatırlattı.

Siyasette ve meydanda dengeler ve denklemler

Siyasi analist Haydar El-Masdar tespitlerinde Ebu Amir’e katılarak “bu aşamada askeri çatışma ve tırmandırma seçeneği daha ağır basıyor. Çünkü Gazze konusunda işgal rejimindeki siyasi kulislerde net bir bakış açısı yok. Seslerini çıkaranlar Gazze’ye askeri darbe indirilmesinden ve ekonomik yaptırımların ağırlaştırılmasından bahsediyorlar” dedi.

Kassam Tugayları’nın yayınladığı bildirinin ardından oluşan sükûnete değinen El-Masdar şunları söyledi:

“Durum hazırlık ve uyanıklıkla ilgilidir. Şöyle ki. Direniş güçleri işgal rejiminin erken davranma ve ihanet etmenin önünü kesmek istiyorlar. Aynı zamanda bir saldırı olursa hızlı misilleme yapacağı mesajını da verdi. Direniş, işgal rejiminin beklentilerinin aksine olayları okuyor ve olası bir savaşa hazırlıklı olduğunu söylüyor, Gazze’deki kötüleşen insani durumun askeri misilleme yapmasına engel olamayacağını ifade etmiş oluyor.”

Şu anda var olan sükûneti de değerlendiren Ebu Amir “Direniş güçleri muhtemel arabuluculara uygun mühleti vermek istiyor. Makul taleplerinin kabul edilmesini istiyor. Bu tavrıyla savaş istemediğini de gösteriyor. İlkelere dokunulmadıkça makul her türlü öneri ve çözüme de açık olduğunu ortaya koydu” dedi.