Ortak bildiri yayınlayan kuruluşlar, hastaların hayatından İsrail’i sorumlu tuttuklarını, çocuk ve sivil insanları tedaviden mahrum bırakmanın insanlık hakkında işlenmiş çirkin bir cinayet olduğunu belirterek, bu cinayetin uluslararası sözleşme ve anlaşmaları çiğneyen, uluslararası kanun ve hukukun güvence altına aldığı temel insan haklarını yok sayan işgalci İsrail’in çirkin yüzünü bütün dünyaya gösterdiğini ifade ettiler.
Kuruluşlar yaptıkları açıklamada, Gazze’de mahsur durumdaki iki milyon insana yönelik yapılan bu cinayetlere karşı uluslararası camianın suskunluğunu da kınadıklarını belirterek “Gazze kuşatıldığı günden beri en kötü krizlerden birini yaşıyor. Hayatın her alanına etki eden birbiriyle bağlantılı kriz yaşıyor. Bundan en fazla etkilenen sağlık sektöründe ilaçlar tükenmiş, diğer temel sağlık malzemeleri bitmiş, enerji kesintileri nedeniyle hastalar ciddi sıkıntılar çekiyorlar. Bunun yanında dışarı çıkmak isteyenler engellenerek hareket özgürlükleri kısıtlanmakta, hasta olanlara izin verilmemesi yüzünden aralarında bebeklerin de olduğu çocuklar ölmektedir” ifadelerine yer verdiler.
Filistin Kurtuluş Örgütü liderlerine de seslenen Filistinli kuruluşlar, siyasi çekişmeleri bir yana bırakarak Gazze kuşatmasını kaldırmak için ciddi bir çaba ortaya koymasını istediler ve “Kuşatmayı siyasi kazanç kapısı olarak görmek kendini halkın biricik meşru temsilcisi olarak gören birine yakışmaz. Gazze üzerindeki kuşatmayı kaldırmak FKÖ’nün sorumlulukları arasında addedilmelidir. Gazze’deki insani durum daha fazla ihmali ve görmezlikten gelmeyi kaldırmaz. Çocuklarımızın hayatı tehlikededir. Tarih ise kimseye acımıyor” diyerek FKÖ’ye sorumluluklarını hatırlattılar.